sesinde bir çocuk
kalem uğultusu
yüzünü yıka
senin ışığınsa bu yansıyan
aydan değildir memnuniyetin
hey okyanus toplayan çocuk
sor şimdi neresindesin dünyanın
seni yalnızlığım kadar sevebilsem
sadece bu kadar sevebilsem seni
hep gölgenle kalma yeri değil midir
gerçeği öğrenme hali
biliyorum
sana göre asılmalı bütün şehrin köprüleri
hepsini sallandırılmalıyız yükseklerden
ama bilmez misin onlar da ölür
ölürler uzakta kalınca
alnın perçinleniyor her uçurtma mevsimi
seviyorsun gökyüzünü ve mavi olan her şeyi
gittiğin ne tapınaktır ne de bir dergah
ama bilirsin yürekten düşünebilmeyi
çıkarsam kınından kalbimi
versem eşgali olan kendisini
vurulur en sol köşesinden
yankır savrulur hep içinde
elbet yoktan da varız
sevincimiz az
öfkemiz deli
yoktan da yok
akıl taşını yontar mantığımız
kadır yaşını
dök içini
kim bükebilir
ölüme beş kala
hasta bir elden düşen kelepçeyi
güneşe tut pencereni
ıslak trabzanları
sokakların kımıltısını tanışıklığını
bekle beni
seni pervasız rüzgari saçlarlarınla
ardımda
beklediğim sesini
en uzak nefesini
getireceğim
Kayıt Tarihi : 12.8.2016 18:26:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Mediha İstanbullu](https://www.antoloji.com/i/siir/2016/08/12/kaldir-yasini-dok-icini.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!