Bedenimi nereye koyacağımı bilemez oldum,
Yitik zamanların yitik yolcusu gibi kalakalmışım,
Bacaklarım sana gelmek istiyor, aklım tutuyor,
Günlerim şaşkın bir muhacir gibi, geçmek bilmiyor,
Geceler boyu düşünce girdapları boğuyor,
Bir parça güneş dilenmiştim, o da doğmuyor.
Sabah, öğlen,ikindi,akşam, yatsı, beş vakit,
İbadet saatlerini bekleyen mümin gibi bekliyorum,
Dünümüzden kalan aydınlığın var içimde bir parça,
Karanlığıma senden kalan ışığımı yakıp aydınlanıyorum.
Engeller konmuş ne çıkar, istersen bana gel de deme,
Kolayını buldum, başka çarem kalmadı denemediğim,
Anılarınla birlikte, seni, yüreğime kilitlemişim.
Bekliyorum, bekleyeceğim, ne dersen, alınmayacağım,
Seni özledikçe, yüreğimden çıkarıp öpüp koklayacağım.
Neyi anlamaya çalıştıysam anlamsızlığında boğuldum,
Yalnızlığım bir uçdan diğer uca gidip gelen saat sarkacı,
Tiktaklarının arasında aniden, mutluyken bir gong sesi,
Yüreğim kan içinde, yerlerde, paramparça, ezik ve ağrılı,
Avuçlarına alıyor ve yeniden kapatıyorsun kafesi.
Mavi bulutlara en güzel aşk sözcüklerimizi birlikte yazdık,
Bütün mevsimlerin güzelliğini el ele, göz göze yaşadık,
Gergin bir yay gibi durdum hep sevdamızın yanında,
içimizde tıkanmış kalmış hüzünleri birlikte haykırdık,
İkilemlerin ortasına itmemeliyiz kendimizi, üzülme artık.
Sevdan beni bir sabır taşına çevirdi çoktandır,
O eski tanıdığın delişmen adam yok, öğrendim sabrı,
Bütün içindeki korkuları yenmelisin, kaldır yeniden başını.
2007-Ankara
Kayıt Tarihi : 25.12.2007 18:40:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
