Kalbini Döğen Saki Şiiri - Turgay Adlım

Turgay Adlım
34

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Kalbini Döğen Saki


Odamın sessizliği, mühürlenmiş bir lahit değil artık —
Yankısını yutmuş bir mağara sanki,
Zaman bile nefes almıyor burada.
Sonra, bu ölü sükûnetin içinden
Kör bir sancı gibi bir ses sızıyor.
Kadim bir kapı gıcırdıyor…
Sanki başka bir asra, başka bir benliğe açılıyor.
Ve zihnimin tozlu toprağında
İs kokulu, gizemli bir mabet beliriyor.
Gözlerimi kapasam da silinmeyen,
Kutsal bir unutuluş mahzeni bu.

Körüğün iniltisi
Yaralı bir devin iç çekişi gibi doluyor içime.
Ter, kömür ve alın yazısı
Havanın damarlarına işliyor usul usul.
Örsün üzerinde
Soğumuş bir külçe yatıyor:
Taş kesilmiş bir pişmanlık,
Tutulmamış bir söz,
Unutulmuş bir dua gibi.
Diriltilmesi gereken işte bu:
Benim susmuş, unutulmuş kalbim.

Ve silüet yaklaşıyor ateşe doğru.
Yüzü gölgelere bürünmüş,
Ama hareketi tanıdık —
Sanki kendine dokunan bir geçmiş.
Elini uzatıyor…
Külçeyi, bir cenazeyi kucaklar gibi alıyor.
Ve bırakıyor alevlerin koynuna.
Bu bir yanma değil;
Bu bir doğumun kızıllığı.

Kızgın demir ağlıyor,
Cürufu pullar hâlinde dökülüyor yere.
Ve ilk kez
Karanlık içindeki kor,
Utangaç bir gülüş gibi ışıldıyor.

Sonra o ses: Çıng!
İlk darbe.
Demire değil, ölüme atılmış bir emir.
Bu bir işkence mi, yoksa bir yaratılış mı?
Usta susmadan dövüyor.
Ritim bir cenk değil artık,
Bir ayin —
Her vuruş, bir dua kadar kesin.
Terinden damlayan her damla,
Metalin damarlarına can aşılıyor.

Sıçrayan kıvılcımlar
Artık yakut değil,
Göğe salınan özgür ruhlar…
Her vuruş,
Zamanın kırılmış belini
Yeniden doğrultan bir yankı.
O usta — bir demirci değil yalnızca,
Çamura nefes veren kadim bir sanatkâr artık.

Ve işte son perde: Tısss...
Suya bırakılan kor gibi değil,
Bir vaftiz bu —
Ateşle arınmış demire sunulan son öpücük.
Toprağın kokusu doluyor içime,
Yağmurdan sonraki ilk sabah gibi.
Ve anlıyorum:
Bu dövülüş, bu yanış, bu şekil
Bir hayatın doğuşudur.

Çekilen buharla birlikte,
Yüzüme vuran sıcak,
Kutsal bir nefestir artık.
Ben hem o demirim,
Hem de o suyu içenim.
Hem kırılanım,
Hem yeniden biçilenim.

Sis dağılır, görüntü keskinleşir.
Artık örsün üstünde
Şekilsiz bir yığın yok —
Bir anahtar duruyor orada:
Her kapıya, her benliğe açılacak kadar hakikatli.
Ustanın yüzü aydınlanıyor…
Ve görüyorum:
O yüz, benim.
Ter içinde ama sükûnetle bakan.

Ve hayal kaybolduğunda,
Loş odamdayım yeniden.
Ama yalnız değilim.
Aynadaki göz,
Artık eski benin gözü değil.
Demirci dirildi:
Kendi kalbini döven sakiye dönüştü.
Saki dirildi:
Kendi ruhuna hayat şarabını sunan oldu.
Ve ben dirildim:
Hayali gören değil,
O hayalin içinden geçen oldum.

Şimdi odada sessizlik değil,
Örsün kadim bilgeliği konuşuyor.
Ve kalbimin atışı —
Sönük bir yankı değil,
Bir kader körüğünün
Aralıksız, kararlı soluğu gibi…
Yeni bir beni dövmeye hazır.

Turgay Adlım
Kayıt Tarihi : 14.6.2025 15:30:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!