Kızıl ve siyah; yani şehvet ve isyan
Gri;boğuk ve sisli bir muammayla dolu
Kılavuzlar gösteremez kaybettiğin yolu
Vehimlerinle baş edemez güvendiğin eczan
Tenini bir tünel gibi kuşatan şu kumar
Bir kırılgan vakit ve dokunaklı bir sitem
Bıraktıysa ruhunun kapısına madem
Yazgını dolduracak büyük savaşların var
Büyülü öpüşlerden mazur kıl dudaklarını
Çünkü muhasara edilmiştir o kavi yüreğin
Güneşin doğuşundan batışına değin
Bir şarkı gibi dökülür sır bildiğin anı
Bir çocuk sesi bulup senelerimin ortasına
Bıraksam,yârin ellerine bırakılmış gül gibi
Kalbim,kuyuların ve dehlizlerin o ürkünç dibi
Baktıkça karanlığın siması yansır sana
Hüzünlerimi alıp götürmeliyim kelimelerin davetine
Karışıversin sesim gökyüzünün sofrasına
Nasibim ya bilmeceler gibi düşmektir aklına
Ya da bir ağu olup dağılmak hayat dolu tenine
2024 ŞUBAT
Recep Uluçay
Kayıt Tarihi : 17.2.2024 21:00:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!