Bir güneş doğuyor içime. Nasır tutan gönlümün karanlık odaları aydınlanıyor birer birer. Daha ismini bile bilmediğim çetrefilli bir duyguya alıştırmaya çalışıyorum kalbimi. Ruhumun kapılarını yalayan bir deli fırtına, ha doğdu ha doğacak bir günün şafak vakti beliren rengiyle giriyor ömrüme. Sıcak, koyu ve samimi…
Nerede koştuğunu bilmeyen bir tazı gibiyim. Aslında nereye gittiğimi de bilmiyorum. Bildiğim bir tek şey var; o da, koşarken yorulmuyor olduğum. Ruhum, bir garip seyyah gibi alabildiğine geziyor gönlümün karışık mahzenlerinde. Demir parmaklıkları yıkıyor teker teker ve seneler ötesine bir ışık yakıyor doğacak güneşin haberini müjdelercesine.
Beyaz bir güvercinin kanadında bakıyorum artık hayata. Mavi, yeşil, biraz da pembe görüyorum siyaha yer olmayan renklerin her tonunda. Rüyalar korkutmuyor artık beni. Kanım alabildiğine hızla koşuyor damarlarımda.
Ya ile başlayıp, keşke ile biten cümleler kaçacak delik arasın bundan böyle kendine. Keşkelerin olmayacağı bir denizde rotasını hiç kaybetmeyen bir gemi gibi tayfamı taşıyacağım kalbimin derinliklerinde. Rüzgârın nefesini taşıyacak su. Masmavi deniz buharlaşıp bulut olduğunda, saadetli günlerin bağrında biriktirdiği sevgi dolu rahmeti akıtacak sağanak sağanak.
Bütün sabahları üşüdüğüm
Bütün gördüğüm senli günlerim, onlar da gitsin
İçimde bir şarkı
Gözümde bir ışık kalmıştı herşeye inat
Kapat gözlerimi, sevdiğim anlar da gitsin
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta