Güneşi avuçluyor ellerin, altın bilekli
Demirden kaplanmış kalbine
Vurulan hançerler işlemez olmuş
Köhneliğinden, insanlığa karşı.
Tarlatan gibi sert,
Pamuk gibi yumuşak bir şey kalbindeki
Hasta bakıcı, hastanın kendisi
Ve tedavisi var ücretsiz öpüşüyle.
Çığ gibi büyüyen bir yalnızlığın
Tohumlanan çiçeği oluvermenle
Sarıklı bir keşişin ezan okuması
Kesişir haftanın her sekizinci gününün
İmsak vakti
Güldürürsün, Dostoyevski'yi bana biryerleriyle.
Kalbin, Beşiktaş iskelesinden
Kadıköy vapuruna yetişmeye çalışan
Bir midye dolmacısı, aceleci.
Bir o kadar
Altına imza atmayı bekleyen
Kira sözleşmesi, bedele susamış.
Ki sen bilirsin vermeyi
Sadaka niyetine
Cigara paketinin içindeki son deni
Tanımadığın köprülerde balık tutan
Balıkçıların hatrına.
Kalbin,
Son sürat giden bir tren penceresinden
Başını çıkartmış bir kız çocuğu,
Bir eli annesinde.
Velev ki bilmez
Yüzüne çarpan rüzgarın
Biraz önce tırpanıyla çayır biçen
Çiftçiden aldığı emek kokusundan geldiğini.
Kalbin,
Mindere koymuş başını
İsyan eder kaybolmuşluğuna,
Balkonunda çaresiz gezinen karıncayı izlerken.
Ödün vermeye hazır benliğinden,
İki kişilik.
15.07.2008
Mehmet Artem AykutKayıt Tarihi : 22.12.2018 22:28:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!