Bir akşamüstü düşümdeydi o masa.
Yuvarlak değildi.
Köşeli, köşeli…
Çünkü bu aşkların hepsi bir köşemi alıp gitmişti.
Kadehlerde su yoktu,
anılar vardı.
Ve işte geldiler —
birer birer, sırayla.
Birinci:
İlk sevdalı.
O beni defter kenarlarına yazarken seviyordu.
Bir gün el ele tutuştuk,
ve evrenin tüm elektriği kararmış gibi oldu.
O aşk, bir teneffüs boyu sürdü .
Ama kalbim, onu devamsızlıktan bıraktı.
İkinci:
Sakin bir devrimciydi.
Beni Marx’la değil, gözleriyle ikna etti.
Çay içerken ülkeyi kurtarırdık,
sonra ben onun kalbinden geçmeyi unuttum.
O gün bugündür
çay bardağına bakınca devrim gelmiyor aklıma,
sadece ... gitmesi.
Üçüncü:
Cüzdanı aşktan ağırdı.
“Sen beni seviyorsun ama bana yatırım yapmıyorsun” dedi bir gün.
Borsa gibi bir kadındı,
düştü, kalktı, yükseldi,
ama ben her zaman zarardaydım.
Onu kaybetmedim,
kapanış zili çaldı.
Dördüncü:
Gülüşüyle şiir yazdırırdı,
ama konuşunca tüm şiiri bozulurdu.
Süslü kelimelerle dolu bir vitrin gibiydi,
içeri girmeye cesaret edemedim.
Bir gün kitapçıda karşılaştık.
o başkasına kitap seçiyordu.
Ben rafta kaldım.
Beşinci:
Aceleciydi.
“Ya hemen birlikte oluruz ya da ben giderim.”
Ben bir ‘belki’ dedim.
O bir ‘elveda’.
İlk durakta indi araçtan
Ben hiç bakmadım ardından.
Altıncı:
Dua gibiydi.
Konuşmazdı fazla,
ama susarken bile içimi açardı.
Sonra bir sabah,
“Allah kalbini ferahlatsın” deyip gitti.
O günden beri içimdeki en sessiz boşluk,
Altıncının yeri.
Yedinci:
kem küm
konumayıp pas geçelim be gülüm.
Sekizinci:
Estetikliydi.
Ama duyguları doğaldı.
Bir selfie’de başladı,
bir filtresiz fotoğrafla bitti.
Ben en güzel çıktığım karede yoktum.
Kendimi silinmiş gibi hissettim.
Dokuzuncu
Organizasyon delisiydi.
Sevgililer Günü için bile hazırlanmıştı
Ben kart yazmayı unutunca
Aşkımız ortalık yerde dağıldı.
O gitti, ben kaldım.
Onuncu:
Beni kitap sanmıştı,
ama sadece arka kapağımı okudu.
"Sen karmaşıksın" dedi.
Ben de dedim ki:
"Sen hızlı okudun."
Bir edebiyat hatasıydı,
iade süresi dolmuştu.
onbirinci:
Sonsuz sessizlikti.
Konuşmazdık,
ama göz göze gelince
tüm cümlelerimizi bitirirdik.
Bir gün gözlerini kaçırdı,
o gün aşk sustu.
On ikinci:
Sahne ışığıydı.
Ben onun yanında hep perdeydim.
Göz kamaştırıyordu ama ısıtmıyordu.
Onu sevmedim sanmayın.
Ben sadece,
gölgesine alışamadım.
On üçüncü:
Geç geldi,
ama hiç gitmedi gibi.
Bir yaz akşamı gibi oturdu karşımda,
gülümsemesi,
çocukluğumu hatırlattı.
Bir gün saçlarını topladı ve
“Biz hiç başlamamışız,” dedi.
Ben sustum.
Çünkü bazı sonlar
hiç yaşanmayan başlangıçlar gibidir.
Metin Kirazlı
Kayıt Tarihi : 1.5.2025 20:28:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!