şimdi sana kal demek vardı,
gitme diyebilmek,
gittiğinde kelimelerin yiteceğini hissettiğimden değil,
gidersen bahar küsecek diye değil,
anlamsız bir halin bendeki
kalmanı arzulayışı vardı.
şimdi sana kal demek vardı,
kaldığında karanlığın güneşle barışacağından değil,
kalırsan güneşsiz de aydınlık sabahlar beklediğimden değil,
ayaklarımın yeri tutmadığı,
şekilsiz bir devin içimden
ellerine uzanan bir hali vardı
kendini ve ellerini tutamadığı.
şimdi sana gitmek var.
hüznü dağlara ısmarlamak,
sonbaharı sarıya boyamak,
kırık dalından düşen yaprağı
teselli etmek var
bendeki tuhaf halin tercümesinde
seni daha gitmeden çözemediğim bir özlemek var.
şimdi seni görmek vardı,
renksiz bir cennette
siyah beyaz hayaline
uzaktan bir bakmak vardı,
ölümün ürktüğü
derin ve içine bir yıkılış sonra.
şimdi seni görmek vardı,
gecenin gölgeyi ezdiği,
ve ezdiğini hiç göremediği
garip bir kavganın adını,
gölgeyi ve dolunayı tanıştırarak
köklerinden yıkmak,
ve uzaktan,
gece de olsa siyahi suretine bakmak.
şimdi göçmek vardı,
önce içine göçmek,
sonra içinde göçmek,
ve diyar diyar bir hayal uğruna göçmek,
göçmen kuşlarına karışıp,
düz bir yolun üzerinde
kanat kanat eğrilmek.
şimdi konuşmak vardı seninle,
harfsiz, sessiz konuşmak,
gözlerinin anlattıklarını,
ellerindeki sıcaklığı,
varlığının verdiği huzuru,
konuşmak vardı uzaktan uzağa,
yakının ve uzağın duymadığı sözcüklerle.
Kayıt Tarihi : 20.9.2003 22:19:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)