Kaktüs Çiçeği
-işçinin balyozu değil
kum fırtınası eritirdi kayayı-
kaktüsten önce çölü tanıdı kum fırtınası
kayayı bildi, kayanın dilinden kavgayı
ve kumdan kaleler dikmesini
rüzgarla kabardı deniz, kabarır, kabarır
kirini mi, yorgunluğunu mu atardı ne belli
kıyıdan kıyıya vurur dururdu kendini
bırakıp giden her su damlasıyla
adını yazdırırdı kaktüse, yazdırırdı
bilseydi deniz, bilseydi rüzgar
karanlığı bekleyip
kaktüs çiçeğine ağzını sokup da
öz suyunu içtiğini yarasanın
düştü düşecek bir damla suyla
hayata tutunmak için bir kuş
dikenine katlanırdı kaktüsün
kaktüs çiçeği ki güneşten kaçırdıkça yüzünü
sivrilir uzardı dikeni, sivrilir de uzardı
ve karanlığa açtıkça
beslediğini bilmezdi yarasayı
çöle vurduğunda dağın suyu
öfkesi kalmıştı dağ yamaçlarında
arkasına serdiği yeşil örtüye
ceylanlar inerdi koşa oynaya
su ki dönüp bakmadan alıp giderdi başını
bilmezdi kollarına tutunanların
yoluna pusu atıldığını
kavgayı izledikçe yüzünü değişen çöl
payı dardı kavrulan her kum tanesinde
bilmezdi, bilemezdi dermanı kesildiğinde
koynuna düşenleri çaresiz
aslan kaplan değildi elbet
kum fırtınasını boşa çıkaran
aslan kaplan değildi
anten kulaklı bir çöl tilkisiydi
yattığı kalktığı yeri belli
oyunu bilir oyuna göre oynardı
Toprak Tutsun Külümü
Ercan CengizKayıt Tarihi : 19.5.2009 01:06:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
-işçinin balyozu değil günbegün vuran kum fırtınası eritirdi kayayı-
Keyifle ve severek okudum. Yüreğinize sağlık.
Tam Puan + Ant.
Sevgilerimle....
Nafi Çelik
TÜM YORUMLAR (3)