Kajîn Jîr Şiirleri - Şair Kajîn Jîr

0

TAKİPÇİ

Kajîn Jîr

Hayat anlaşılması güç bir denge profili üzerine kurulu,siyasal ve politik söylemlerin yanı sıra çok’ta duygusal bir bilince sahiptir hayat! bu duygusal bilincin dışavurumu ise sözlü ve yazılı işaretler içerir! Mektup Duygusal mantığımızı yazılı olarak simgeleyen bir düş hazinesidir! Mektup içinde düşsel bir zenginlik içeren bir ruh,bir kimlik ve şahsiyettir aynı zaman da! Mektuplar sürgün yanımızı yaşadığımız bir kara parçası ve sualtı dünyasında ki antik kayıp kentler gibi bir yitiriliştir,Hep suyun yüzeyine çıkmayı düşleyen bir yürektir mektup! ...zamanın dinginliğini ve yitik anıların özlemlerini haykıran asi bir çığlıktır mektup! ...mektup bir güç otoritesi ve ihtiras bileşkesidir! Mektup çok sağlam bir dopingtir insanoğlu için! ...

Mektuplarda aşk zaman ve insanlar vardır! İhanetler kara mürekkeplere,isyanlar kağıtlara aşklar ise zarfın kendisine iliştirilir! ...çok fonetik bir alfabe ve alaturka bir gelenektir mektup! ...yaşamın çağdaşlığını ve bilgeliğini taşıyan bir vicdan hürriyetidir mektup! ! ! kozmik ışıkların gölgesine sığınan bir barınaktır mektup! Gökyüzüne ağlıyan yıldızlara sitem eden bir esirin düşleridir mektup! ..bir askerin bir kaçağın güncesi bir kronolojik travmadır mektup! ...

Ey sevgili hayatın karanlık takvimlerinde insanoğluna sırlarlarıyla eşlik eden sevgili eş ve dost,yani sevgili günlüğüm, mektubum! ...Anılarmıza biçim verirken hep saklı bir kentin postahanesine bıraktığımız isimsiz ve adressiz mektuplar! ...hayata mistik bir edayla yaklaştığımız küresel bir bilinç,istek ve arzudur mektup! ...yıldız tozlarının ruhumuzu okşadığı,tanrısal bir müzik ile edebiyatın kavgasıdır mektup! ..bir tango ve kavgalı bir şiirdir mektup!

Devamını Oku
Kajîn Jîr

Sevgili koca bilge kent; anılarımın sürgün başkenti,Tarihin ve bilgeliğin kutsal coğrafyası,savaşların kavgalı denizini içinde saklayan kristal güzellik,yağmurlarında ruhumu yıkadığım duru isyanım,mahallelerinde aşka oynadığım,sokaklarında ise firari bir yalnızlığa cirit attığım sevgili yarim...

Koynunda yıldızlarına aşık olduğum bir sevda masalısın sen..Boğaza yakın birahenelerinde deniz yosunlarını hayal ettiğim biranın ekşimtırak tadı....Kalabalık meydanlarında güneşe yürüdüğüm,deniz otübüslerinde alemlere daldığım,soylu güzellik! ...Irak topraklara uçarken güneşi selamlayan yüksek yüksek teyyarelerinle yeryüzüne ufuktan gülüşünü görüyorum senin…sirkeci garından raylara uzanan tatlı serüven....Her müzesinde sanatın ve kültürün devrim motifleri…sevmek başkadır sende gülümsemek’te öyle...

Nasıl anlatsam seni bilemiyorum,galiba en güzel bir şair anlatabilir seni! benim gibi rakı kokusundan imrenen bir adam ne anlar istanbulun tanrı kokan güzelliğinden...Evet sevgili istanbul seni devrik ve kafiyesiz yazılarla anıyorum! Geceleri esin perilerinle seviştiğim bu fakir yalnızlığımla ancak bunu yapabiliyorum,bağışla! sevgili gökyüzüne bir kompozisyonla ellerimi uzatmak isteyişimde hep sen varsın düşümde,sana ilahi bir beste geçiyorum içimden,belki sesim yankılanırda cesaret bulurum,cennet iklimlerinde diye...Ah hiçbir şekilde adalarında körebe oynamadığımı bilsen de ağlasan bu yabancı halime....Eski bir keman konçertosu eşliğinde aziz ruhunun kanatlarıyla kız kulesine,aşka uçtuğum büyük gemi...Sen kanımı yüce bir edebiyat ve sanat zevki ile besliyorsun,teşekkürler yazıyorum uçurtmamı bıraktığım sonsuz ülkene...

Devamını Oku