Hak Teâlâ,gök denizinin altında olan hava denizinin ortasında bulunan yerler,
İçinde yerle gök arasında bir su denizi daha yaratmıştır,ona yasak deniz derler.
Onda, balıklar gibi çeşitli yaratıklar yüzüp gezerler,Hak onu daim kılmıştır,
Bu denizin suyuyla Nuh Tufanı olmuştur,Nuh kavmi onunla helâk bulmuştur.
Allah,yağmur indirmek murat edince; gökler üzerindeki rızıklar denizini aştırır,
Belli vakitlerde, taksim edilmiş rızıkları göğe indirir,yasaklanmış denize ulaştırır.
Ondan rüzgara yükleyip, bulutlara bildirir,rızıklarla donatılan sular kalburdan kayar,
Gök yüzünden akan her yağmur damlasını bir melek indirip,kendi mevziine koyar.
Çünkü melekler nurdan yaratılmıştır,her biri gök yüzünde Hakkın emri ile kanat açarlar,
Yağmur indirirken birbiri üzerine yığılmayıp,gökte ışık şuaları gibi birbirinden geçerler.
Gökten yere inen her yağmur damlası, ölçülü, tartılıdır; karaya ve denize yararı çoktur,
Eğer, yağmur damlası rızık ile donanmış ise, ondan kara nebatları hasıl olur,bu haktır.
Denizdeki incilere ulaşır,ondan sonra denizden buharlaşıp havaya tekrar döner,
Denizden yağmur denizine,oradan bulutlara, onlardan da karaya ve denize iner.
Hak Teâlâ, gökteki atmosferin içine suyun özünü gaz haline getirip katmıştır,
Yani hava denizinin içinde kardan ve doludan nice yüzbin dağlar yaratmıştır.
Hak yerin bir tarafına kar, bir tarafına dolu gönderir,Mikail Hakkın emri ne ise ona uyar,
O dahi vekili olan İsmail adlı meleğe emredip, murat eylediği yere, istediği kadar koyar.
Hak Teâlâ, yeşil cevherden suyu yaratınca onun buharından rüzgârı yaratmıştır,
Yer ve gök arasında olan rüzgârı nur ile bezeyip,suyun gücünden güç katmıştır.
Rüzgar üç kısımdır,birisi kısır rüzgârdır ki, Ad kavmini bu rüzgar yok etmiştir,
Birisi kara rüzgârdır ki, kar ve dolu dağlarını yüklenip, atmosferde tutmuştur.
Üçüncü rüzgâr,yerdekilerin rüzgârıdır doğu-batı,güney-kuzey yönünde hareket eder,
O, bulutları ve buharları birleştirip ayırır sonra yağmur ve kar inecek yerlere akıp gider.
Şu halde rüzgârın da esmesi Mikail Aleyhisselamın izni ile esip, izni ile kesilir,
Hak Teâlâ,bu havayı yaratıklarının ruhlarına nefes etmiştir rüzgarla oksijen gelir.
Bu rüzgârı,işlerin düzenleyicisi olup,rüzgâr olmasa,her şey kokar ve bozulurdu,
Etrafı salgın hastalıklar kaplar,insanlar ölür,bütün canlılar yerde helâk bulurdu.
Rüzgârın deünya içinde yağmuru ve bitkileri beslemesi gibi faydaları çoktur,
Yüzleri güzelleştirme,ve hayata nefes verme gibi özelliklerinin nihayeti yoktur.
Hak Teâlâ, bulutları, içleri boş ve latif biçimde yaratmıştır,onları melekler tutarlar,
Mikail (A.S) ve yardımcıları havada toplayıp, yere yakın getirip gökyüzünü örterler.
Bulutların sevki için Hakkın yaratmasıyla Ra'd adlı bir küçük melek olmuştur,
Bu meleği bulutlar için görevlendirip onu, Mikail Aleyhisselama tâbi kılmıştır.
Ra’d’ın demirden bir kırbacı vardır,bu kamçıyla bulutları develer gibi sevk ederler,
Vuruşunun şiddetiyle kırbacından ateş çıkar ki,hayat içinde ona şimşek derler.
Eğer o ateşin kıvılcımı yere düşerse,ona yıldırım derler bu gücün edasıdır,
O korkutucu gök gürültüsü ise küçücük bir melek olan Ra'd'ın sadasıdır.
Melek,Hak'kı hamd ile tesbih ederek, o bulutları yerlerine sevk edip gider,
Hak Teâlâ Kelam-ı Kadim'inde:gök gürültüsü, Allah'ı hamd ile tesbih eder.
Hak Teâlâ,yer yüzüne komşu olan havayı, lâtif yaratmıştır,atmosferle uzayı ayırıp ikiye,
Ta ki yeryüzünde bulunan yaratıklar onu, koklayarak teneffüs edip, hayat bulsunlar diye.
Bu havanın üstünde, kar ve dolu dağları, bunun üstünde yasaklanmış deniz vardır,
Bunun üstünde lâtif hava ve bunun üstünde yıldızlar denizi cümle cihan için kardır.
Güneş, ay ve yıldızların nurları büyük ve çok şiddetli olup kıyamete kadar bu nurlar bitmez,
Onlarla bizim aramızda lâtif hava, saf deniz, kar olduğundan büyük bir engel teşkil etmez.
Eğer, güneş ile yer arasında bütün bunlar olmasa idi dünyada hayat bulunmazdı,
Hava bu kadar engel teşkil etmeseydi, güneşin sıcağına asla tahammül olunmazdı.
Kaynak:Marifetname-Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretleri.
Yusuf TunaKayıt Tarihi : 28.11.2016 14:36:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!