Ben Kainat kentinde,
Samanyolu sokağı
Dünya evinde oturuyorum.
Bir elimde yakut bir kitap
Ve bir elimde de kırmızı fecir rengi bir bardak çay.
Dudaklarımda hay Allah hay.
Galaksileri seyrediyorum buradan
Yalnızlığın bahçesinde ara sıra dolaşıyorum
Bazen cesur adımlarım oluyor
Bazen korkuyorum.
Ben Rosette Nebulası'nı seyrederim uzun uzun bazı..
Orion da dikkatimi çeker
Ağzımda bir kırtlama şeker
Aşkın kitabı elimde
Yavaş yavaş sayfalarını çeviriyorum
Kehribar umutlar
Sarışın, mavi gözlü buutlar
Büyülü bir rüya gibi yükseliyor cümleler arasından
Çayımı yudumluyorum.
Ben kainat kentinde oturuyorum
"At başı" sanki koşuyor karanlık gecede
Kumral yeleleriyle
Miraç mı diyorum
Andromeda
Evet evet
Andromeda"dan
Bir ses bana
Hayır ona benzer bir şarkıdır bu, diyor.
Yutkunuyorum.
İçimdeki arzuları bastırıyordum.
Ama preslenen duygularımdan sızıyor bir kaç damla yaş gece rengi gözlerime
Sonra
Yanaklarımdan süzülüyor.
Özlüyorum
O'nu çok özlüyorum.
Duman duman bir efkar sarıyor beni bazen
Asuman kıvılcımları
Çakıyor içimde
Saçlarım savruluyor
Bir gece rüzgarında
Yaz mevsimi geçiyor bir şilep gibi
Bakışlarımdan
Nuh'un gemisini görüyorum
Göklerin
Parlement mavisi dalgalarında yüzen
Hilalde..
Kamer Suresi
Ayetlerinin
Sonunda bir kavis gibi ışıyan
Harıl harıl ses çıkaran..
Rı...
Aynı onun
Gibi
Buharlı bir gemi bu...
Hissedip hayal ettiğim.
Bir de Kehf suresinde
Her ayet sonunda
Bir mağara gibi açık kalan ağzım
Bu gece seyrinde tefekkür seferim..
Nurlu bir ufuk görüyorum sonra çok uzaklarda
Başımı kaldırdığım bazı zamanlar
Bir başka gökyüzüne süzülüyorum
Sekineler iniyor yalnızlığıma
Ve kalbim tanıyor onları buğulu, ruhani
Aura kanatlarından
Ya da duyup biliyor
Pervaze şakırtılarından.
Ve derken
Katılmak istiyor
Bu kafile senfonisine kalbim
Henüz erken diyor bir ses
Henüz erken.
Samanyolu sokağını tanıtayım size
Bir sprial gibidir sokak
Bazı uzantılar
Onun çizgilerinden
Ağaç budakları gibi
Sivrilip çıkmış,
Ben diyeyim bir gül
Siz deyin gülde diken
Yivler gibi yumuşak
Eğimli
Bir bebeğin duruşu benzeri
Anne rahmindeki
Kıvrılmış secde vaziyetinde
Her bir yönde
Kıblesini bulan ibre misali
Bu spiral uçları...
İşte bunlardan birinde bizim ev.
Bize göre dev
Sokağa göre cüce
Kente göre bir atom mesabesinde.
Hicran çok acı bir şey.
Nice kentler
Ülkeler var uzaklarda
Gidip Gören var, görenler var.
Dar geliyor bana buralar.
Neden zincirliyim öyleyse
Bu kente
Bu sokağa
Bu eve.
Maymun iştahlı olmamam için hani
Önündeki yemeği yemeyen yaramaz çocuklar gibi
Atlamamam için
Diğer tabaklara
Ya da kelli felli sofralara.
Adap öğreniyorum
Biliyorum
Ya da elimdeki kehribar kitaptan okuyup
Sırrını tam anlamam için bu kentin
Yazılarını bellemem için
Çok iyi.
Esmasını bu şafak duası çayım gibi
Yudumlamak için ruhuma,
Sindirmek için düşünce ve his
Hücrelerime
Bir süre tanıyorlar bana
Sabrı öğreniyorum
Kabirde
Mahşerde, sıratta
Gerekli olan.
Bunu anlıyorum
Bu bir lütuf bana,
Bu bir ihsan bana,
Teşekkürler
O sultana.
Bir gün bu kentten gideceğim biliyorum
Gözyaşlarımı bu yüzden siliyorum
Ve kendime sonsuz esenlikler diliyorum.
Yalnızım ama
At başı nebülözu var ya
Burak benzeri
İşte o bana üzülme, diyor
O biliyor
Bu rüşeym hasretimi
Çiçeklenme isteyen
Çıngıl çıngıl
Meyveler vermek
İçin can atan
Can yakan, kalb çatlatan
Hasretimi
Çayımdan bir yudum daha alıyorum
O günün hülyasına dalıyorum.
Kendimi yakut rengi, mercan dudaklı
Safir soluklu, metafizik oluklu kitabın
Kehribar sayfalarına salıyorum…
Bir süre daha bu kentte kalıyorum..
Kayıt Tarihi : 28.8.2022 17:52:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Mehmet Erdoğan 3](https://www.antoloji.com/i/siir/2022/08/28/kainat-kentindeki-yalnizlik-2.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!