Gitgide kararan saçlarını akşamın
İnceden inceye tarayan yağmur
Ve camlarda telaşlı gölgeler
Çekilmiş düşünürler gizli gizli
İhtiyarcıklar biraz daha üşürler
Beni kör kuyularda merdivensiz bıraktın,
Denizler ortasında bak yelkensiz bıraktın,
Öylesine yıktın ki bütün inançlarımı;
Beni bensiz bıraktın; beni sensiz bıraktın.
Devamını Oku
Denizler ortasında bak yelkensiz bıraktın,
Öylesine yıktın ki bütün inançlarımı;
Beni bensiz bıraktın; beni sensiz bıraktın.
Kahvede insanlar, oyunlarını ve sohbetlerini bırakıp, camların önüne toplanmış, yağmurlu akşam karanlığında gülüşerek, karşı tepelere yağan karı izliyorlar...
İhtiyarcıklar üşürler biraz daha
Her geçen saniye daralır zaman
Bakarlar kar yağmış karşı dağa
Ve çaresiz gülüşürler gülüşürler
ÇARESİZ GÜLÜŞLERİN ARDINDAYSA BİR DOLU ÖYKÜ BİR DOLU YAĞMUR TOPRAKLARINI ISLATIRKEN GERÇEK MEKANLARINI BEREKETLENDİRECEK OLAN....
GÜZELDİ....
İşte şiir!
hissettiren..
yaşatan..
ve düşündüren..
ÇOK GÜZELDİ
TEBRİKLER ŞAİR
Gitgide kararan saçlarını akşamın
İnceden inceye tarayan yağmur
güzel giriş
sonrası klasik boyalı resimler gibi
.........
''Bakarlar kar yağmış karşı dağa''
Yukarda yağmur ve cam vardı, aşağıdaki dizede de bu şekilde bir geçiş olabilirdi:
''Bakarlar yağmur kara dönmüş (kar olmuş) karşı dağa' (veya karşı cama)
Tasvirin devamı ve inceden bir geçiş fırça darbesini tamamlamak için..! - (yağmur yaşlanmayı ve kar da ölümü anımsatırdı)
Şairin bir de diger 'kahvesi' var - ki bu köşede o şiir düşünülebilirdi.
''çerkes'in Kahvede Bir kış Gecesi''
Saygı ve tebrikle
Behruz Dijurian
Gerçekten çok iyi, bu köşeyi fazlasıyla hak eden bir şiir olmuş bence..
Şairi kutluyorum..
Saygılarımla..
ne güzel konu ve akıcı .
ben gene de söylemeden edemeyeceğim:
*Tutuşan tömbekilerde eski bir sevda *
bu dize hem iç uyum, hem de anlatımın bütünlüğü içinde dil açısından bir kez daha düşünülmeli.
ilk dizedeki çağrıştırma imgelemesi güzel de,
*kahvede ihtiyarcıklar * başlığından hemen sonraki kelimelerde *kararan saçlar* denmesi okuyanı tökezletir.
kutluyorum
saygılar.
şiir mi, tamamlanmayı bekleyen bir çalışma mı...
iytiyar(cık)lar sanki oturup dağa bakıyorlar, hem de kahvede,
kahvede oturan ihtiyarlar böyle bir havada ya sobanın başında toplanırlar ya da pişti mişti oynarlar,
(gizli gizli düşünmek, çaresiz üşümek...)
ve bir de akşam güya, dışarısı karanlık ama nasıl oluyorda ihtiyarcıkların gözü keskinmiş ne karanlık ne karşı dağda olması sorun değilmiş...
gerçeklikten yoksun yazılmış,
ne hayal alanına tam kendini katabilmiş, ne de rüya...
bir kahveye gidip o saatte insanları gözlemlese, sırf domino taşlarını yazsa daha bir anlamlı olurdu diye düşünüyorum...
ne kadar güzel bir şiir...
biter genclikte duyulan cicek kokulari...olum yanasir insana...ister yagmurla yurusun Azrail,ister ruzgarla...yoklar ruhu ayaklariyla...
ictim siirkahvemi,kahvehanem yok ama:)))))))))
hem de sekerli!..
tesekkurler sair..kutluyorum saygi ve sevgiyle...
Beşir Ayvazoğlu, ülkemizin yetiştirdiği ender münevverler ve edebiyat adamlarından birisidir şüphesiz.Otuz yılı aşkın bir süredir ismen bildiğim, çeşitli edebiyat dergilerinde ve sanat platformlarında izlediğim, kaleminden ve üslubundan feyz aldığım, kalimi güçlü ender şahsiyetlerdendir.Geçtiğimiz yıl Amasya'da düzenlenen yalıboyu şiir akşamları etkinliği vesilesiyle yakından tanıma ve tanışma fırsatı buluduğum bu arif insanın kaleminden süzülen böylesine enfes dizeleri okumaktan ve bu harika eseri bu köşede görmekten büyük memnuniyet duydum, paylaşım için teşekkürler.Sayın Ayvazoğlu'na ve şiirseverlere selamlar saygılar sunuyorum.
Bu şiir ile ilgili 34 tane yorum bulunmakta