Üşüdü kuşlar yapraksız dallarda
Sesi soluğu çıkmıyor ağaçların
Uzaktan yağmurun sesi duyuluyor
Çiy düşmüş yüreğimde
Yas
Saçlarımda ayaz
Bilme SEn
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Kimi düz yolda düşer
Kimi uçurumdan
Kimi bulutların üstünde seksek oynarken
Bazısı gözden düşüyormuş
Ben düş/ten düştüm
Yüreğimin üstüne
Canımın yanması da ondan
insan nereden düşerse düşsün,ama gözden düşmesin,kutlarım sizi sevgili şair.YUVASIZ KUŞ
'masal gibi demiştin
Oysa bir kahve molasıymış sevdan… '
Kahve molası sevdalar da varmış kimileri için. Oysa sevda yaşamın kendisidir. Gerçek sevenler, 'Sensizlik'te bile böyle kanamaya devam ederler. Değmez demek nafile.
Çok güzel bir serbest şiir. Baştan sona duygu kaybı yaşanmadan bir solukta okunabilir cinsten. Yüreğinize, kaleminize sağlık Canan Akpınar Hanım. Kutluyorum. Sevgilerimle.
Zor olmalı kısa bir aşkı yaşamaya çabalamak.Her şey alt*üst olmuş bir durumda iken.Kutlarım Canan Hanım.Saygılar.
Parmakların ucunu yakan kuru ayazmışçasına geçerken sevdanın sureti ömrün üstünden, avuçların içine üflenen bir sıcak soluk gibi, anlık, duraklık ve baharsı...Ama asla, anın, durağın, baharın kendisi olmayan, diyerek kutluyor, saygılar sunuyorum...
Kervanlar gelir geçer ,sevdaları ayaklı
Bütün bunlara rağmen,içimden aşkın saklı
Ah tekinsiz kırlarda,yılgı fikrimin aklı
--Nasılda sensizliğin ,yamacından düşmüşüm
--Ayrılık ateşinin ,içinde üşümüşüm -------İbrahim Kurt
Canan hanım şiiri ne zaman paylaşmısınız göremedim ancak bu şiiri daha önce ben okumadım çok içli bana verdiği ilham ile bir dörtlük döküldü dilimden kabul buyur .
Ne kadar sitem edersek edelim içimizde bir ezgidir aşk ,hatırlandık ca şairin dili dökülür sayfalar ,çok beğendim , nefis bir eser ,şiirinizi ve sizi içtenlikle kutluyorum saygılar sunuyorum .
Kervanlar gelir geçer ,sevdaları ayaklı
Bütün bunlara rağmen,içimden aşkın saklı
Ah tekinsiz kırlarda,yılgı fikrimin aklı
--Nasılda sensizliğin ,yamacından düşmüşüm
--Ayrılık ateşinin ,içinde üşümüşüm -------Canan hanım şiiri ne zaman paylaşmısınız göremedim ancak bu şiiri daha önce ben okumadım çok içli bana verdiği ilham ile bir dörtlük döküldü dilimden kabul buyur .
Ne kadar sitem edersek edelim içimizde bir ezgidir aşk ,hatırlandık ca şairin dili dökülür sayfalar ,çok beğendim , nefis bir eser ,şiirinizi ve sizi içtenlikle kutluyorum saygılar sunuyorum .
aşkın kapladığı alandan daha büyüktür giderken bıraktığı boşluk.. demiştim bir yerlerde.. şimdi yinelemeden edemedim.. duygusu ve hüznüyle, ayrılığın içinde çok daha büyümüş bir aşkın şiiriydi.. kutlarım canan hanım.. teşekkürler şiire, saygılarımla..
Yine şiirdeyim
'Masal gibi demiştin
Oysa bir kahve molasıymış sevdan'
Bu iki dize her şeyi anlatmış aslında kahve molasından bile daha kısa bir zamanda. Harika.
Kuşların dili çözülse,
Kardelenler olsa birde.
Karlar altında kalmasa kelebekler,
Hep yaşasalar..........
KUTLARIM SİZİ SEVGİLİ ŞAİR.ÇOK GÜZELDİ.yuvasız kuş
Duygu yüklü şiirinizi
beğeniyle okudum
Bu şiir ile ilgili 49 tane yorum bulunmakta