Adımı duyduğunda titreyen yürek sende,
Bunca yıldır nerende söyle sakladın beni,
Ölürsem mezarımı örtecek kürek sende,
Azrail gözlerinle, şöyle yokladın beni.
Yıllardır beklemişsin ansızın çıkıp geldin,
Gönül hanem dağınık nere koyayım seni.
Özlemden nasır tutmuş yürek zarımı deldin,
İzin almadan geldin, nere kovayım seni.
Bilseydim bunca yıldır yüreğin bana tutsak,
Kırardım zincirleri, engelleri aşardım,
Dinlemezdim ne günah, ne ayıp ne de yasak,
Dünyayı terk edipte yüreğinde yaşardım.
Bilseydim gözlerinin rengi kahve koyusu,
Kırk yıl hatırı varsa tek bir kahve fincanın,
Kırk asıra denk gelir saçlarının kokusu,
Kokladıkça canlanır feri bitmiş bu canın.
Hangi lügatte vardır bu duygunun izahı,
Yıllardır taç etmişsin yüreğinin başına.
Dengeler değiştirdin, dram ettin mizahı,
Ölsem aday gibisin mezarımın taşına.
Yıllar sonra öğrendim gözyaşının rengini,
Gözünün çapağına telve diyelim gitsin.
Yıllardır beklemekten bulamadın dengini,
Ya bohçanı at gitsin, ya bu aşk burda bitsin.
20.57 - 06.03.2012
Şanlıurfa
Kayıt Tarihi : 26.8.2012 17:25:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!