Çok mu geciktik, sona mı kaldık
Düşünmeden edemiyorum
Oysa üç vakte kadar kavuşabilirdik aslında
Belki üç gün, üç ay, üç yıl, hatta üç ömür sonra
Kim bilebilirdi ki, kim bilebilirdi
Birkaç küçük kahve çekirdeğinden süzülen
Kıvamlı gözyaşları dökülürken
Titrek elimdeki fincandan yansıyan
Anlamsız bir resim, çarpık bir manzara
Ne bir at ne bir güvercin
Köpüksüz bir varlığın sancıları
Yüreğimi darmadağın ederken
Gökyüzünde kararmış bulutlar
Ufukta hasretin acı mı acı manzarası
Sahi, kavuşmaya kaç hasret kaldı
Küçücük bir fincandan yansıyan
Çaresizlik ve umutsuzluk
Dost bildiklerime taş çıkartıyorlar
Nobran kahveciden dilenir olduk ya
Ne günlere kaldık, ne günlere kaldık
Çıkmaz sokaklardan akan bir umudun
Peşine düşmüş bin bir ihtiras
Belirsizlik diz boyu,
Aldırmayayım diyorum ama
Hani, merak da ediyorum
Vuslata kaç ölüm kaldı
Kayıt Tarihi : 15.2.2019 17:28:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)