şehrin semalarında
duyulur bir kahkaha
hah hah ha!
sarsılır tüm duvarlar
duyar bütün kulaklar
hah hah ha!
Yorgun gözümün halkalarında
Güller gibi fecr oldu nümayan,
Güller gibi... sonsuz, iri güller
Güller ki kamıştan daha nalan;
Gün doğdu yazık arkalarında!
Altın kulelerden yine kuşlar
Devamını Oku
Güller gibi fecr oldu nümayan,
Güller gibi... sonsuz, iri güller
Güller ki kamıştan daha nalan;
Gün doğdu yazık arkalarında!
Altın kulelerden yine kuşlar
Kaleminize saglik diyerek baslayayim Salim Abi... Moskova da bulunuyorum 15 gundur. Nerdeyse hic gulmeyen bircok surat gordum burada. Halbuki Turkiye de iken yuzleri surekli gulumseyen insanlar gorunce pozitif bir enerji akardi icime. Daha huzurlu hissederdim kendimi. Gulmenin ne kadar evrensel bir enerji kaynagi oldugunu simdi daha iyi anliyorum. Sikintilardan kurtulmak icin ve bilhassa karsimizdaki insanlarla ilimli bir havada diyaog kurmak icin cok gerekli bir sey bence... Uluslararasi platform da da insanlik adina dogru karar icin biraz gulumseyerek dusunmeye davet ediyorum.. Selamlarimla
Şiirin hikayesinde, güzel bir tesbitiniz var .Zira bu kargaşaya,haksızlıklara çaresiz ce uzaktan bakıp hayıflanmak içimizi daha çok yakıyor nasıl kayıtsız kalabiliriz ama elden gelen birşey de yok biz ağlaştıkça karşı taraf kimlik kazanmış oluyor ,asarım, keserim ben hakimim duruma gibi kendi, kendine böbürlenir bu arada masum insanlar mağdur olurlar.Tabii ki kainatta, Yüce rabbimizin akıl, la şereflendirdiği insan en büyük zararı görüyor ama dünya, da dengesini kaybediyor iklimler değişiyor doğa bu gidişe isyan ediyor. Her yer yıkılıp viran oluyor onca emek heba oluyor.Adaletin kılıcı haksızların başına inecektir ve o gün yakın diyorum .Çok uzun yazıp vaktinizi aldım esen kalın .
Acaba kaç kişi değil ki?
Kim deli Kim Akıllı?Gülenler neden gülüyor? Geçtiğimiz Kış Bir vatandaşımız 3-4 gün odun ve
kömürsüz kalmışlar acaba onlarda böyle kahkaha
attılarmı ? Çocuklarımızın geleceğini düşününce
ve gidişatımıza ben şahsen gülemiyorum.Dilerim
şiirinizdeki gibi deli olmadan önce hepberaber
güleriz,buna ihtiyacımız var BU GÜZEL ŞİİRİNİZİ
YÜREKTEN TEBRİK EDİYORUM saygılarımla.
nefis bir çalışma ... son zamanlarda gülüşlerde değişti bizim hah hah ha olmuş ingiliz gevrekliğinde the ha ha the ha ha ... fıransız yalakası lö hah ha ya çevirdi ben hala gülemiyorum gidişat iyi değil ne bu gençlerdeki avrupa özentisi hala çözemiyorum...
Sevgili dostum salim bey severek okudum güzel bir şiirdi dünyanın ve Türk İslam Aleminin ve Yurdumuzun bu haline ancak deliler güler iyi bir tesbiti güzel bir şiire dökmüşün. Ancak bir yerde bir kelime hatası gördüm her kes diye ayırarak yazmışın gözünden kaçmış olabilirmi Selamlar
Çok çok güzel harika bir şiir sizi kutluyorum saygılarımla
bir kaç kilo doğar insan ; eksik , fazla, bir kaç yüz gramında.
el kadar yavrucaktır gözü açılmamış. her şeyden habersiz, nereye geldiğinden , niye oldurulduğundan , var edildiğinden öylesine imtina.
ağlayarak doğar , isteklerini de ağlayarak ifade eder epeyce. bir kaç ay sonrasında belli belirsiz , bilinçli bilinçsiz yüzüne tebessüm düşer yüz kaslarında ; heyecan yapar anne - baba ; kolay değil , onca ağlayan yeni insan gülümsemeyi '' öğrenir gibi olmuştur''. naif çizgiler boyar yüzünü bebişin , dudaklar yana gerilir , gözler parlar , avurtlar dolgunlaşır minicik simada. kısa sürer, bir kaç saniye o bir kaç aylığın yeni doğurulmuşunda...
biliyorsunuz elbet , insan ilk doğurulduğunda ilginç yetilere sahiptir ana karnındaki onca ayın alışık ortamında edindiği deneyimlerde doğar doğmaz yüzebildiği , ufacıcık minicik parmağında bir yerlere sarıldığında kendini taşıyabildiği.... gibi gibi.. ve diğerleri.... zamanla kaybeder bütün bu olağanüstülerini. ve yeni alışkanlıklar edinir !
korku nedir bilmez bir kaç yaşına değin. gecenin bir saatinde kalkar , lazımlık , tuvalet , her ne ise gider işini görür gelir. karanlık - aydınlık o'nun için hiç bir şey ifade etmez , bilmez günün aydınlığında uyanık , gecenin karanlığında uyunması gerektiğini.
güvenir anne - babasına , amca- teyzelerine , güvenmeyi bilir.
bilinmezlikler azıcık daha büyüyünce sarar dört bir yanını. duydukları , okudukları , gözlemler.
mı acaba 'lar sarar teni , bedeni , duygu , düşünü.
korkular başlar. endişe. tıpkı kendisi gibi küçümen olan her büyümeye aday akranları gibi.
akranlar daha bir serpilir , kocaman '' aklı başında '' insanlar olur.
aklı başındalarda... güvensizlikler sarar dört bir yanı.
bir kaç aylıkken ağlamaktan gülümsemeye dönen naif yüz çizgilerimiz '' bilinçlenir '' ; mimik olur , pandomim..
holibekter dediğimiz helikopter , çukapa dediğimiz çikolata , ebit dediğimiz ekmek , dodo dediğimiz dondurma , dözen televizyon... olur.
taşlar yerine oturmuş , öğrenmişizdir kendimizce yaratmaya çalıştığımız dünyanın asl olan şeklini !
var edilen akıl - yeti gider , bir başkası gelir her birimizde.
zaman zaman sorarız kendimize , birilerine ; aklın başında mı diye.
neden dersiniz ?:)
ağlayarak doğarız. ağlatarak ölürüz.
kahkaha....
bilmem. iki araya dereye sıkıştırılmış '' pandomim ''. mi acaba....bir başkalarını değil ama kendimizi kandırdığımız...
Birileri kahkaha atıyorsa birileri muhakkak ağlıyordur, birileri durmadan yutuyorsa birileri yutkunuyordur.İş işin içinden çıkılmaz oluyorsa çıldırma noktası, kahkaha da atılır göbek te. Kutlarım, güzel bir ironi olmuş.
Birol Hepgüler.
hikayedeki sözü hiç desteklemedim ama seni bildiğim için bu söze inanmadığını biliyorum
kaleme hakimiyetin çok iyi
Bu şiir ile ilgili 36 tane yorum bulunmakta