Doğusunda Akçay, batısı Kötek,
Ortada bir cennet bağı Kağızman.
Bozkırın koynunda süslü bir çiçek,
Bezeli hem solu, sağı Kağızman.
Şirin ilçemizin, vilayeti Kars,
Ne kadar anlatsak, tarifi olmaz.
Bingöl’den Hazar’a rahmettir Aras,
Serin akar her bulağı, Kağızman.
Dört yandan çevirme dağlar güzeli
Salınır sonalar bağlar güzeli
Ününe ün katmış çağlar güzeli
Örülü sevgiden ağı Kağızman.....
Derde deva haşıl ile kömesi,
Hacı Kağızman'dır adın hamisi
Ziyaretle şifa bulur kimisi
Dertlilerin ilk uğrağı Kağızman..
Kovanlar yayılır Aras boyunca,
Bütün yurda balın yollar doyunca,
Baharda koyunla, kuzu yayınca,
Eksilmez süt, yoğurt, yağı Kağızman..
Çaşırı bayırda, işhını dağda
Bestil gavurması cıngo sahanda
O bir sevdadır ki artar her çağda
Hasretin vuslat konağı Kağızman
Şahindere, Zuvar, Teze Mahale,
Dererlerle, Kümbet ve Toprakkale,
Kesik Köprü’den bak şöyle tarihe
Hep şanlıdır geçmiş çağı Kağızman.
Tuzuyla tat bulur sofrada lisan,
Yeşil urba giyer gelende Nisan,
Bohçalar yayılır şenlenir hinzan,
Basmacığın bol otağı Kağızman.
Ehmethelfe, mıruzo, hisli malaça,
Vişne, kiraz, uzun elması bolca,
Cevizi, ayvası, çilek, aluça
Pek keyflidir dil, damağı Kağızman
Bahar olur, maşalalar tepilir,
Bin bir türlü çeşni, nebat ekilir,
Semaverden ince bele dökülür
Yükselir misk amber buğu Kağızman
Beymezi güneşe, bestili beze,
Tut sirkesi gapama’ya hoş meze,
Cevüzlü bir kete bişirse “eze”,
Sofrasında bal kaymağı Kağızman.
Bir zaman kervanla çekerdi cefa,
Kimine zulümdü, kimine sefa.
Yaymıştır ününü dört bir tarafa,
Olmuştur sevda yumağı Kağızman.
Hıfzı, Cemal Hoca, Halife Numan,
Kadıoğlu, Avcı Mahmut, Ataman,
Karaca tarihe mal olmuş insan
Bu yörenin gurur dağı Kağızman
Her rengin alası, bağlar içinde,
Vadiyle belenmiş, dağlar içinde.
Ozan Devran, Aladağ’lar içinde,
Yusuf* gibi şair, çoğu Kağızman.
Cemali’m; kök sende, toprak sendedir
Abrigoz dalında yaprak sendedir.
Burcunda salınan bayrak sendedir
Hiç düşmez başından tuğu Kağızman.
*Yusuf Sezai
Dost Kalemlerden:
Kelamın okudum sesin dinledim
okudum okudum kendimden geçtim
Hikmet Aksu'yla gülerden su içtim
Kurban Kağızman âr'ına taşına.......... Rıfat Kaya
Kayıt Tarihi : 4.8.2008 19:14:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bağlamada ben, Org ve kayıt Ali Çelik ve bağlı Kağızman FM çalışanaları ile bu eserimi yeni yorumuyla seslendirdik. Eserlerimizi sizlerle paylaşırken bir konuda bana hatta birbirimize yardımcı olmamız gerektiğini düşünüyor ve ricada bulunuyorum dostlar. Eski eserlerden bilinç altı olarak, yeni lerden kulak aşinalığı olarak sazla gelen makam başka bir eserden alıntı gibi olabilir. Bu durumlarda uyarılmam (birbirimizi uyarmamız) sizlere minnet duymam anlamına gelecektir. Emeğe, sanata saygı adına bu konularda birbirimize yardımcı olmak zorundayız diye düşünüyorum. Sevgi, selam ve saygılarla güzel paylaşımlara diyorum dostlar.

Salınır sonalar bağlar güzeli
Ününe ün katmış çağlar güzeli
Örülü sevgiden ağı Kağızman..... dedim ama ekleyemedim
Özlemini çektiğim,hasretinle yandığım
Dağlarından hiç eksilmez kar,duman,boranın
Yaz,bahar olanca açar senin güzel güllerin
Zümrüt yeşili dallarda öter bülbüllerin.
Yüreklere yazılı unutulmaz adın var
Buram buram güllerin,yoncaların,kekiğin
Boyu servi allı pullu her biri bir ceylan
Gelin,kızların çok güzeller yeşil Kağızman
Bağın-bahçen var senin,narın var al kirazın
Bal şerbeti sarı kaysıların,çökeleğin
Yaylanda kara çadırlar,konlar kurulur
Kürt kadınları yayık yayar,aş kaynatırlar.
Fistanlı,karakaş zeytin gözlü Kürt kızları
Güle,oynaya pınarlarda esbap yunarlar
Bazen berîvan olup koyun,keçi sağarlar
Ayrılık çok zor seni özlediğim Kağızman.
Ben unutmam seni asla ölüme kadar
Başı yeşil allı,telli de turnalarını
Yüreğim de ateşin var senin alev,alaz
İstanbul da senin için yine yanan benim.
Şu başımda bir dumandır sorma yanıyorum
Aras’ını sal üzerime söndür beni
Gurbet derdi çok yamandır ölümden de beter
Sanki iyileşmeyen bir kanserli yara gibi.
Bedenim yalım yalım sensizliğe yanıyor
Şu garip gönlüm yine özleminle kanıyor
Ben Şaban’lı Çobanoğlu gurbet diyarında
Çöllere düşen mecnuna döndüm Kağızman.
Mehmet Çobanoğlu
16.08.2010
Yıldırım
TÜM YORUMLAR (14)