Gel biraz sana "gemi" anlatayım..
Elinde siyah beyaz bir fotoğraf, yüreğinde eski albümlerin hatırası var. Kabul et artık, bazı gemiler o limanlardan çoktan gitmiş.. Hangi yürek sarsıntını hangi iskeleye bağlayacağını bilmeksizin insanlara umut verir olmuşsun! Nitekim, insanlar affeder ama gemiler affetmez bazen.. Suçlu olursun..
Bir elinde kağıttan yapılmış bir gemi, yüreğinde ise ahşaptan inşaa edilmiş diğer bir gemi.. Kağıttan yapılmış gemi seni çok da tatmin etmiyor, suya koysan yüzdüremezsin sanıyorsun.. Batacak elbet diyorsun.. Ahşap olan gemi uzakta, bir limanda! Daha heybetli, daha sağlam.. Ama uzakta.. Elinde değil, yanında değil; dahası gözünün önünde değil.. Zaten sırf bu yüzden bile ona ulaşmak derdindesin. Uzak olan daha kıymetlidir. Onun yanında kağıttan gemi de nedir!
..
Hikaye öyle gidiyor..
Gidiyor gitmesine de.. Siyah beyaz fotoğraflar da eski albümler de ahşap gemilerle dolu. Limanlar hatıra yuvası olmuş.. Yazık; sen de bir liman olmuşsun..
..
Ben kağıttan bir gemiyim, yüzdürebilenler mutlu şükrolsun.. Limana ihtiyacım yok!
..
2014 haziran
Eyüp GerginKayıt Tarihi : 16.6.2014 23:22:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!