KAĞITTAN CENAZELER
Güneş henüz uykusunda, şehir mahmurlarken, Bir gıcırtı böler sessizliği, paslı ve derinden. Sırtında koca bir dünya, mukavvadan kaleler, Geçer gider sokaktan, gözlerinde bin keder. Bizim fırlatıp attığımız o lüzumsuz kağıtlar, Onun ekmeği olur, sığındığı umutlar.
Yükü kağıt değildir aslında, hayattır o çuvalda; Yarım kalmış düşler, sızılar var o kolda. Yağmur yağsa ağırlaşır, ıslanır tüm emeği, Zehir olur boğazına bir lokma sıcak yemeği. Işıltılı vitrinlerin önünden geçer gölgesi, Duyulmaz kalabalıkta o yorgun nefesi.
Sokak lambaları şahittir her bir adımına, Hüznünü fısıldar gecenin sağır yanına. Kimi geçer yanından bakışlarını kaçırarak, Kimi acıyan gözle, ruhunu acıtarak. Sırtındaki o çuval, bazen bir çocuk odası, Bazen bir okul önlüğü, bazen ilaç parası.
Kış gelince kar beyaz değil, zifiri bir dert olur, Ekmek aslanın ağzında değil, çamurun içinde durur. Ama bir gece gelir ki, ayaz bıçak gibi keser, Sokaklarda ne bir ses, ne de bir umut eser. Dizleri titrer artık, taşıyamaz bu ağır yükü, Yarım kalır dilinde o en eski, en yanık türkü.
Yığılır bir köşeye, topladığı kartonlar üstüne, Sanki bir yorgan olur o son veda gününe. Kimse görmez düştüğünü, kimse tutmaz elinden, Bir yıldız kayar sessizce göğün en derin yerinden. Sabah olur, şehir uyanır, o devasa telaş başlar, Vitrinde yeni giysiler, gözlerde sahte bakışlar.
Oysa köşe başında bir çuval yetim kalmıştır, Sahibi bu dünyadan sessizce vedalaşmıştır. Tekerlekler susmuştur, gıcırtı kesilmiştir artık, Geride bir eski hırka, bir de umutlar yırtık. Kağıttan kurduğu kale, bir rüzgarla bitti; Sadece bir kartonun üstünde, kurumuş bir damla yaş kaldı...
Mesut Özdemir 3Kayıt Tarihi : 30.12.2025 08:28:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.




Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!