(Elinde bir kutu kağıt şekeriyle sahneye gelir,bir yandan yer bir yandan anlatır)
-Kağıt şeker severmisiniz? Hepiniz bu da sorumu,çikolata varken kağıt şeker nesi oluyor dersiniz.Ama biliyormusunuz aynı şeyler bir zamanlar cam şeker varken kağıt şeker için geçerliydi..
Ben kağıt şekeri hep sevmişimdir,taa o günden beri...Hele sütlüsü,nanelisi özellikle şu mayhoş tadı olanlara bayılırım.Neler sevmem ki,Zeki Müren göbeğinden tutun halkalı şekere, ordan akide şekerine kadar ne çeşit şeker olursa olsun severim.Öyle bana tuhaf tuhaf bakmayın.Şeker adlarının hepsini mi sayacak der gibi... Ha anladım niçin baktığınızı ta o günden beri hangi günden beri acaba diye bakıyorsunuz.
Ben geçmişi hatırlamam bakımından biraz sivri zekayım sanırım.Neden mi? Belki inanmazsınız ama 2,5-3 yaşında başımdan geçenleri anımsıyorum da ondan.
Biz daha Yerkesik'e göçmezden Dağpınar'dayken günlerde bir gün arkadaşımla,yanından hemen dere geçen bir çamlık yerde oynuyorduk.Ben diyeyim 3 yaşındayım siz deyin 4...Siz taş kınası bilirmisiniz.Hani canım taş üzerine tükrük sürülür,sonra küçük bir taşla sürtülür ve ele yakılır.İki günde hemen geçiveren taş kınası yakıyorduk.İşte arkadaşım Müfide ile ellerimize taş kınası yakıyorduk.
Bizim mahallede Eski Muhtarın Metin adında bir oğlu vardı.Eh bir zamanlar babası muhtarlık yaptığından diğer köylülere göre biraz üst tabaka sayılırdı.Üstelik Metin abinin abisi Almanya'yagittiği için onlara alafranga şeyler getirmesi olağandı.O Metin abi keçileri otlatıyormuş elinde de bir naylon torba kağıt şeker...Şu sütlü olanlardan-yoksulluğun gözü çıksın-ne küçük Müfide ne de ben o zamana kadar hiç kağıtlı şeker görmemiştik.Metin abi o şekerlerden bize birer tane vererek dedi ki;
'-Bu sakızları hiç bitirmeyin.Çok güzeldir.Bir bitirirseniz bir daha vermem ha ona göre...'
Biz sütlü şekerleri sakız gibi çiğnemeye başladık.Olamaz o da ne? Bize o gün için çok değerli armağan olan cici sakızlarımız küçüldü küçüldü ve bitti...
'-Ne olursun Metin ağabey bize sakız ver bize tatlı sakız ver'
diye bağrıştık.
Metin abi;
'Alın birer tane daha veriyorum.Ama sakın yutmayın.Sakız çiğnemesini bile bilmiyorsunuz..'
Nafile o da biraz sonra bitmişti.Metin abi çocukları çok seven biri olmalı ki bize birer tane daha cici sakızlarımızdan verdi.Hiç görmediğimiz bu yabancı maddeye karşı öyle içten çiğneme isteği duyuyorduk ki anlatamam.
Ama taa Yerkesik'e göçünceye kadar cici sakızımızın bir kağıtlı şeker olduğu sırrını öğrenemedim.Müfide ne zaman onun bir şeker olduğunu öğrendi acaba...
Kayıt Tarihi : 6.8.2006 16:00:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Çocukluk anılarımdan
![Sevginaz İnal](https://www.antoloji.com/i/siir/2006/08/06/kagitli-seker-monolog-deneme.jpg)
TÜM YORUMLAR (3)