Bir kağıttan gemim var benim,
Engin sularda yüzdürdüğüm.
Dalgalandıkça kara/deniz/in
Sularında köpük köpük…
Hırçın rüzgarlarla boğuşturduğum,
Kağıttan bir gemim var benim.
Yükü ağır,
Gemim kağıttan da olsa,
Tonlarca yük taşıtır ruhuna.
O kadar gelgitli ki sular
Ve bir o kadar da hırçın kara/deniz.
Öylesine narin ki omurgası,
Ya batarsa? ! ..
Bir kağıttan gemim var benim,
Yalpa yapmasın diye emek verdiğim.
Güvertesine mor menekşeler serptiğim,
Su damlası kadar narin ve beyaz,
Ay kadar parlak,yakamozlara eş…
Kapkara haşin dalgalara inat,
Elasına kurban olduğum,
Kağıttan bir gemim var benim.
Sancak tarafından su aldığında
Usul usul,incitmeye korkarak,
Titreyen ellerle kurutup sevda güneşinde,
“Viya bebeğim,viya! ..”
Naralarıyla suların karasına saldığım,
Kağıttan bir gemim var benim.
Yükü ağır,
Benim kağıttan da olsa gemim,
Omurgası sağlam,çelik ruhumu üfledim.
Lakin,öyle engin ki deniz,
Kapkara,öyle acımasız ki kara/deniz,
Ya savurursa uzaklara? ! ..
Bir kağıttan gemim var benim,
Tüm rüyalarımı yüklediğim.
Köpürdükçe kara sular,
Güverteye dizdiğim umutlarım,
İnim inim inler korkularım.
Gözyaşlarımla yıkadığım yelkenin ucunda,
Sessizce bekler yığılmış anılarım.
Kağıttan bir gemim var benim.
Alabora olmaya yeltendikçe,
Her boranda yeniden uzanır,
Düzeltirim omurgasını,
Kurban etmem kara sulara.
Lakin,öyle büyük ki deniz,
Ya alır da geri vermezse? ! ..
Kağıttan bir gemim var benim.
“Viya bebeğim,viya!
Sakın rotandan şaşma! ”
Kayıt Tarihi : 6.7.2015 18:16:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!