Kafkasya’dan Orta Asya’ya
Bir şeyler söyle
Bir şiir oku
Bir şiir oku ki; taa ciğerlerinden kopsun.
Bir ağıt söyle hiç olmasa, bir ezgi haykır,
Tarihçesi Orta Asya’dan, kekik kokusu kafkasya’dan olsun.
Karanlıkta ıslık çalarken bizler,
saatin kadranında değiştirmez yönümüzü,
bu boynu bükük duruşun...
gitgide birbirine dönüştürürken ömrümüzü.
derler ki;
uzayan kirpiklerinin altında saklarmış dünyasını,
Devamını Oku
bu boynu bükük duruşun...
gitgide birbirine dönüştürürken ömrümüzü.
derler ki;
uzayan kirpiklerinin altında saklarmış dünyasını,
Sevgili Osman Bey...
Ataları bir Kafkas Sürgünü olanlardanım bende...
Rahmetli anneannem bize, büyüklerinden dinlediği o korkunç ve zulüm dolu günleri anlatırken hep ağlardı... Kırım dan Türkiye'ye geldiklerinde 5 yaşındaymış...
Okuduğum bir kitapdan... Çerkes Sürgününü yaşamış yaşlı bir Çerkes'in ağzından yazılan hiç çıkmaz aklımdan...
Hatırlayabildiğim kadarıyla...
'Yedi yıl boyunca deniz kenarına vuran insan kemikleri gördü bu gözler. Kargalar erkek sakallarından ve kadın saçlarından yuvalarını kurarlardı. Yedi yıl boyunca karpuz gibi insan kafataslarını kıyıya attı durdu deniz. Benim orada gördüklerimi düşmanımın bile görmesini istemem”
Duyarlı yüreğiniz var olsun...
Saygılarımla...
Dünyada tarihi en eskiye dayanan dört tane millet vardır. Türkler, Çinliler, Araplar ve eski Grek(Yunan) ler.
Türk tarihini incelediğimizde, hep bir acı, savaş ve gözyaşı hakimdir. Çinlilerle süren savaşları geniş bir yer tutar tarihinde. Orta Asya'dan göçlerin başlamasından sonra da bitmemiştir çile. Bütün dünya coğrafyasına yayılan Tük Milleti, varlığını koruyabilmek için çok mücadele vermek zorunda kalmıştır. Orta Asya'daki Türki devletlerin tarihi de kan ve gözyaşıyla doludur. Bağımsızlıklarını kazanana kadar verilen mücadeleler nice kahramanlık destanlarıyla doludur. Hala bağımsızlıklarına kavuşmayı bekleyenler de vardır.
Türkler üzerinde oynanan oyunlar, bitecek gibi görünmüyor. Kafkaslarda, Orta Asya'da ve Anadolu topraklarında yaşayan bizler de hala huzur içinde değiliz. Kılıcımız kınına giremez, uyuyamayız. Uyanık olmakla zorundayız her daim.
Yazılacak, söylenecek ne çok şey var. Türk tarihine ışık tutan, milli duyguların tavan yaptığı bu güzel ve anlamlı şiirinizi yürekten kutluyorum Osman Onuktav Bey. Kaleminiz daim olsun. Selam ve saygılarımla.
Desem bir türlü, demesem 'ezik içim..'
İyisi mi bir yabancının ağzından diyeyim.. Yanılmıyorsam Neumark'ın sözüdür..:
'Türkler pek farkında değil ama Avrupalılar biliyor.. Tarihten Türkleri çıkarırsanız, ortada tarih diye bir şey kalmaz..'
Bir de biz bilsek..
Çekilen 'insanlık dışı dramdan', tarihten silinmemiz için başımıza gelmedik kalmadığını bir de biz farkına varsak..
Bir Kafkasya yeter!
Bir Çerkez göçü, Kırım'daki soykırım yeter..
Daha dün gibi Karabağ, Hocalı Katliamı yeter..
Uygurlar.. 'Uygarlığa adını' vermişler ama neler geliyor başlarına az merak etsek..
Yok.. 'Türk'ten adam olmaz mı', insandan sayılmaz mı desek..
Neyse..
Arada bir hatırlarız.. Tebrikler Osman Bey, Kardeşim..
Uygur Türklerinden öğrencilerim oldu zaman zaman... Anlattıklarına yürek dayanmaz gerçekten.... Onlar ailelerinin maddi yapıları gereğince şanslı ve Türkiye'ye gelip yerleşen, işveren olan ebeveynlerin çocuklarıydı....
Oradaki yakınlarını görmeye gidemiyorlar, onlardan haber alamıyorlar ve yabancı basından durumu izlemeye çalışıyorlardı...
O konu gerçekten bir yürek acısı... Şiirinizde değindiğiniz için en çok onlar adına teşekkür ederim Osman Bey... Kutlarım.... Saygılarımla.........
Bu şiir ile ilgili 4 tane yorum bulunmakta