Kaf Dağı'nın arkası derler masallarda, ulaşılmaz bir yer vardır;
Anka'nın yuva yaptığı, sarp tepelerde rüzgarın ıslık çaldığı.
Fişekliği göğsünde, kaması belinde bir Çerkez delikanlısı;
Kalpağı başında, bastonu elinde, yüz üç yaşındaki ihtiyar...
Atları doludizgin, dörtnala koşturur, onlarca milletten insan;
Sanki kayar gibi yürür incecik belli, uzun boylu, narin kızlar.
Yaylalarda bal yapar yaban arıları, çiçekten çiçeğe konan.
Ataların sözleridir bu diyarda hala kulaklarda çınlayan...
Kaç kıyasıya savaş yaşanmış üzerinde bu toprağın kim bilir?
Aslan gibi nice delikanlı yaşama hasret göçmüş yeryüzünden...
Farz Kanyonu'nda gezinen su perilerince kucaklanmışlar zahir.
Kuban tutsakları, yaşamışlardı yüreklerinde kelepçelerle,
Adige'nin üç oku ve on iki yıldızı yer etmiş gönüllerde.
Sürgündeki Ubıh'ın en sonuncusu kaparken gözlerini son kez,
Yanında yoktu anlayabilen ana dilinde ettiği vedayı,
Ama görüyordu kapanmış gözüyle bile vatanı Kafkasya'yı.
(Mayıs 2013, Ankara)
Murat FarzKayıt Tarihi : 27.5.2013 23:00:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!