Kafes (süreyya 6 ) Şiiri - Almira Almira

Almira Almira
16

ŞİİR


2

TAKİPÇİ

Kafes (süreyya 6 )

Kafes

Ucu kara dantelli perdeler iniyor gökten
Ardın sıra yaktığım mumlar birer birer devriliyor
İnce bileklerime bağlanan kayalar halinden memnun
Aşka esir alınan bir tek ben miyim gözlerinden?
Bir tek ben miyim sesine yolcu, ruhunun memleketinden ?
Bilmem kaçıncı kez dönüyorum aynı köşeden
Kaçıncı kez deniyorum çıkmayı bu kafesten

Ayaklarım kavrula kavrula koşuyorum 

Her bir adımda öfkeli kumlar havalanıyor 
Ardımdan bıkkın homurdanmalar yükseliyor 
Çırpınışımın beyhudeliği hakkında bir kaç kelam ediyor bazıları

Ben ise bilmem kaçıncı kez geçiyorum aynı yerden 

Kaçıncı kez yürüyorum ateş sahillerine bu kafesten

Kılçıklı kelimeler delip geçiyor boğazımı

Çürük çaput gibi yırtılıyor damarlarım, 

Vurduğun mühürle sonsuza dek parçalanıyor dudaklarım

Bir yangın örülüyor ruhumdan ilmek ilmek
Sesleniyorum sana yüreğimi gömdüğün yerden
Bilmem kaçıncı kez duymuyorsun beni bu kafesten

Ucu bucağı görünmeyen kararmış bambular 
Solgun ve halsiz Saka kuşları 

Ölüm şiirleri ezberletilmiş, bir türlü susmayan ıslıklar

Titreyen yıldızlar,
Vurulan alacalar,

Burada her şey azar azar yitiyor, görmüyorlar.
Avuçlarına ağlıyorum, 

Bilmem kaçıncı kez parmak uçlarına sarılıyorum kaleminden, 

Kaçıncı kez üstüm çiziliyor, gelemiyorum sana bu kafesten.

Kanayan goncalar önlerinde oturmanı bekliyor 
Sedir divanlar permeperişan, gül meclisi talan

Bir musiki dökülse vakitsizce dudaklarından, 
Kurulacak sevda otağım ihtişamından

Kaçıncı kez sefere çıkıp, tüm acıları kendime esir alacağım gözlerinden?

Bilmem kaçıncı kez müebbet yiyorum yokluğuna bu kafesten..

Komşu ülkenin çocuklarıda senden bahsediyor
Gülüşünde merhameti tadıp şaşkına dönüyorlar 
Güneşe umutla dönüyor gözleri, yaşamak diyorlar!

Okşadığın saçlarında, yaşamak canlanıyor!

Bir kaç şeker düşüyor utangaç ellerine, ellerinden
Birde az sonra çamura bulanacak oyuncak bebeklerden

Kaçıncı kez mülteci bir çocuk gibi baktım sana bu kafesten..

Kafes yükseliyor, 

Evvela saçlarım dökülüyor toprağa.

Işığım sönüyor sonra.

Çaresizce dövünüyorum !

Bir ara bir boşluk kazıyorum ,

Parmaklarımı yutarak anında kapanıyor toprak.
Sessiz bir Ahhh bırakıyorum boşluğa

Birde adımı.

Yankılanıyor dalga dalga,
Yıkılmış kalelerde ve surlarda 

Benim adım mitlerin en talihsiz yıldızı, Süreyya !

Kafes yükseliyor,

içi hıncahınç sen dolu.

Bu kafesten sana kaçıncı kez mırıldanıyorum bilmiyorum..

Bilmem kaçıncı kez sana gelemeden ölüp diriliyorum? 

Kaçıncı kez kızgın parmaklıklar yapışıyor tenime?
Kaçıncı kez esir alınıp salınıyorum
Ve bıktırıyorum özgürlükçü Şuarâ’yı ?

Kafes yükseliyor 

Parmaklıklar bas bas bağırıyor mahkumiyetin şarkısını..

Bilmem kaçıncı kez önünde diz çöküyorum, sustur diye bu ızdırabı..

Kaçıncı kez didik didik arıyorum kafesin çöl habitatında Hüma’yı ?

Kafes yükseliyor 

Çaba yersiz ve zamansız

Sensizlik artık kanun ve amansız
Kaçıncı kez fırtınalar ortasında savrulmaktayım
Kaçıncı kez seninle kavrulup yanmaktayım
Bilmem kaçıncı kez acımasızca yağmalanmaktayım
Kaçıncı kez çalınıp çırpılıp azalmaktayım…

Almira Almira
Kayıt Tarihi : 4.8.2022 16:49:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Almira Almira