Kafes Şiiri - Uğur Musab Şahin

Uğur Musab Şahin
2899

ŞİİR


22

TAKİPÇİ

Kafes

Kimseden korkmayandan, korkar herkes,
Cesaret, Cehaletin hapsettiği sahte kafes.
Gönül tahtım, tabutumun tahtasıdır benim.
Terk edilmek korkusu, ona sığınır bedenim.
Ben aç doğdum aç yaşadım, aç da ölürüm,
Beni ölüm doyururken, açlığı da öldürürüm.
Ah yarın olsa, bir ay, bir yıl derken görürüz,
Göz açıp kapamadan gelir geçer ömrümüz.
Gönül arzusu ebediliktir, varlık faniliğin kiri.
Zaman ömür kemiren kunduz, ecel vampiri.
1983

Mıknatıs etkisinde çiviyim, beni çekmektesin.
Elimde bir bardak çay, sen çayımın şekerisin.
Ruhum ruhuna tutsak, bedenim bedenine.
Ayrılırsak bütünleşe meyiz, nefesin nefesime
Yemekte tat, çorbada tuz, kahvaltımda peynir
Ben Mecnun sen Leyla, ben Ferhat sen Şirin
Kokun kokuma, terin terime karışmış, ayırsalar.
O kadar imkânsız ki, aynı kabre bir koysalar.
2002

Bir izden yürürsen, o izi geçemezsin,
“Her şeyim” dediğinin, hiçbir şeyisin.
Gâvurun ekmeğini yiyen, kılıcı sallar
Müslümandan yiyip, sallamayanlar var.
Uyuyan düşlere düşer, uyanık düşünür,
Uykuda düş, kuytuda düşünceye dönüşür.
2005

Müslümanlar iki gözü iki çeşme,
Akıtırken kan ve gözyaşını.
Hristiyanlar gibi reva mı kutlamak?
Dinimizde yeri olmayan yılbaşını?
Alim-i İslam’a dön de hele bak,
Oluk oluk akarken kan revan.
Tokuşur kadehler hindi sofrasında,
Kan çanağı gözler, kafalar kirman
Kumar millileşmiş, Ulul-Emir başında
Şu yaşlı, fani dünyamız,
Bu yeni yılda, bilmem ki kaç yaşında
Devede kulaktır bizim yaşımız.
2005

Önce babaya, sonra kocaya emanet.
Erkeklerde, kadınlar için hep art niyet.
Onca töre gereği, ondan olur cinayet.
Masumlar,kurbandır, onda metanet
Aynı işi yapsalar da, erkekten az ücret.
Tarihleri değiştiren, güç ile, cesaret
Tacize uğrayan, hem suçlu hem şirret.
Eğer hakkını arasa, ne haddine adalet.
Adres dahi sorsalar, kocasına ihanet.
Kadın kısmı okumazmış, liba cehalet.
Evlat da sayılmaz, onda biter zürriyet.
Başarılı olsa da, haddine mi rekabet
Erkeğine köledirler, saltanatsız hilafet
Başarılı her erkeğin, ardında meziyet
Cinsellikte obje, Cehenneme davet
Eğer sever sevilirse Huri, ev cennet
Ayağı taş alsa, ondan bilir cemiyet.
Sevmesini bilene, mutluluk ve hidayet.
Hor hakir görenin, haddine mi hamiyet
Bir iftira atarlarsa canıyla öder diyet.
Erkek için ilk günah, ilahi bir rivayet.
2002

Şeytan iç sesimizi kullanır,
Verdiği o her vesvesede.
Huzurdan kovulduğu gün,
Adem’e secde etmediğinde.
Bu secde, kula secde değil
Hakkın izniyle insanın önünde.
Baas gününe kadar ömür istedi
Kaab gününe kadardı ömrü de.
İlk kin, ilk hasetti duyulan öfke
O dem ekmeğe, bu dem köfte
Verdiği vesvese kovulduğunda,
Cennet haram kılındı iblise de.
Adem baba ve Havva annemize.
Haram ağaçtan, bir lokma girdi,
Yaratılış sonrası ilk gün içimize.
Kabil’de gördük haram lokmanın,
Kemale ermediğini imanının.
Şeytana uyup kardeşi Habil’in,
İlk aktığında, ilk beşer kanının.
Bu yeryüzünde ki ilk cinayetti,
Ve ikinci en büyük günahının.
Cennetten de onu kovdururken,
İkincisi de buydu günahta evahın.
2021

Savaşta hile mubahtır, yeter ki yapılsın sefer
“Harp hiledir” der, hadis-i şerifde peygamber.
2009

Toprak satın alır, “toprak sahibiyiz” deriz.
Oysa mayamız toprak, nasıl sahipleniriz?
Biz yaratılmadan, toprak vardı bu âlemde
Madem sahibi değiliz, biz emanetçisiyiz.
Ne kadar koşacağını bil, ağır ağır hızlan.
Ata binerken değil, attan inerken nazlan.
Sıla; Özlemdir, kalplerimize hasret yazılır.
Kor gibi yakarken, yüreğine mezar kazılır.
Gün ay kadar uzundur, aylar yıldan farksız.
Kadın da erkek de, gurbette hasret tarafsız
Kimi ekmek kavgasındadır, kader kumpası
Yar özlemiyle kavrulurken yüreğin kir pası
Özlem, özlenilenlere kavuşmadan bitmez.
Gün gelir ölenin, cenazene kimse gitmez.
2000

Zaman öldürmek için,
kahvehaneden çıkmazdı.
“Felekten bir gün çalalım” der.
Meyhaneden de kalkmazdı.
2000

Bir bahar sabahı, içimde açmış rengarenk çiçekler
Cıvıl cıvıl kuş sesleri, aşka koro tutmuş böcekler
Kuzular, oğlaklar meleşir kırlarda, yeşil çayırlar
Rengarenk menekşe, ak papatyalarla süslü bayırlar.
Çoban çeşmesinde mola vermiş leylekler, kırlangıçlar
Harman yerlerinde, çember çeviren şakrak çocuklar.
Toprak delik cemre sevinci, iş başında karıncalar..
Kuzusunu arar koyunlar, oğula sarmış bütün arılar.
Çeyiz telaşında allı pullu, eli kınalı köylü kızlar
Kaytan bıyıklı, askerlik arifesindedir delikanlılar.
Çeşme başını tutmuş vaz-u nasihat da o yaşlılar.
Bu mayıs sabahı, gece nöbetinde deli yağmurlar.
2000

Uğur Musab Şahin
Kayıt Tarihi : 2.10.2009 10:06:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Uğur Musab Şahin