Çelikten şişler aldım güzel bir kafes ördüm
Sırma işli tül taktım hislerimi sakladım.
Mehtaplı gecelerde tülü çektim ben gördüm
Elimle dut yedirdim sesini yasakladım.
Yaşayacak özgürce sessizce kafesinde
Yalnız ben kalacağım gül kokan nefesinde.
Yazdığım şiirleri tutuşturdum sobada
Süzülen dumanları ciğerime çekerek
Ben de biraz üzüldüm sanırım ki soba da
Söndürmeye çalıştım gözyaşımı dökerek.
Ne için öfkeliydim her dizesi emekti
Geçmişten gelen sesler birer anı demekti.
Gecenin kadifesi sararken yanağımı
Susuşlara soyunan tükenmez haykırışım
İçimdeki ezgiler öperken dudağımı
Hicran fısıltısıyla bitmemişken yarışım
Kâğıtlara dökülen umudun çisesiydi
Şiirlerim ruhumun ipek elbisesiydi.
Şiirler yazıyordum esasında öyküsüz
Eller öykü uydurup üstüme yamaladı
Sebep sordum sustular tabi onlar çünküsüz
Bir kaçı cevap verdi biraz da saçmaladı.
Eğrelti tebessümler gizliydi dizelerde
Kayıp kalem çıkacak belki mucizelerde.
Kayıt Tarihi : 18.9.2019 19:15:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!