Umutların en yakın zamanıydı,
Gerçeğine uzattığımda elimi
Çöküşünü izledim umutlarımın!
Karalara büründü sonra herşey.
Bütün dünya.
Koştum...
Ölümüne bir sevda yüreğimde
Hasretin sarmış dört bir yanımı!
Varlığınla dolu bir bedeni yaşatıyorum
Bir başıma.
Omuzlarım düşüyor hava karardığında
Seni özlemenin yorgunluğuyla.
Bambaşka bir şehirde
Bambaşka yüzlerle yaşıyorsun
Bensiz...
Ben ise sokaklarla konuşuyorum seni
Pencere kenarından.
Bu sevgi ağır
Soğuktu...
Çocukluğum ve ben üşüyorduk.
Dizlerim kanamıyor artık,
Acıyacaksa kalbim acıyor.
Çocukluğum,
Uyanık kal
Hiç kapatma gözlerini bu gece
Gün ışıyana kadar.
Bir masal anlatacağım sana
İçinde sadece sen ve ben olacak,
Bir resim çizeceğim
Durdum...
Dizginledim ruhumu
Çok yorgun, çok yaşlı
Titreyen dizleriyle üşüyen yüreğiyle
Seni sevmekten yorgun.
Ben Eylül'ü severim.
Biraz hüzün vardır havasında,
Tavrında,
Edasında.
Ben seni Eylülde sevdim mesela.
Mesela Eylül yağmurlarında aklımdaydın sen,
Sessiz sedasız bir gece yarısı
Ansızın düşlerimde parladın yine
Sen miydin hüznü koynuma bırakan
Yoksa hüzün hep gecede mi gizliydi?
Gecede beliren rüzgarın sesi
Yaşamın kıyısında bir yürek çırpınışı
sel olup giden gözyaşları
ve acı...
ve akıl yangını!
yok olup giden bir sevda sancısı!
Hayat her türlü yüzünü gösterdiğinde,
Nerede olursan ol, kendini terk edip gidersin,
Bir gün aynı yürek limanına geri döneceğini bildiğin halde.
Bir zaman kaybolur yüreğin, görmez gözlerin, Umudunu yitirirsin
Kaybolursun..
Sonra hayat yeniden başlar.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!