Ben bir akrebim sense yelkovan,
Geçip gidiyorsun üstümden zamana aldırmadan.
Sadece bir An birlikteyiz şu koca çemberde,
Dursa zaman tutsam seni bendeki o son saniyede.
Ben yitik rüyalarımda her gece seni görmekteyim,
Yüzümde paramparça bir sen var.
Çizgilerinde kaybolmuş silüetim.
Uçsuz bucaksız bir memlekette,
Sıla hasretinde gibi her bir uzvum.
Sormuyor artık kimse seni bana.
Sonsuz bir uçurumun başında
Alevden nidalar susuyor.
Kırılıyor onca kemik başında,
Kalan hep zalimlerden oluyor.
Kalın süngüler deliyor çaresizliği,
Bünlerde yorgun bir gemi gibiyim,
Olabildiğine yol almışım, alabildiğine mavide.
Gözyaşımın her damlasını okyanus bellemişim,
Mesken tutmuşum yalnızlığı boğulurken sularımda.
Her bir hayalimi ayrı yüzdürmüşüm sabahın ufkunda,
Gecenin sokağa vurduğu hüzünde
Bir çocuk kaybolur.
Yolunu bulamayan çaresizlikte
Kendini yalnızlıkla avutur.
Yalnızlığın hakim olduğu bu sokakta,
O çocuk yolunu bulur.
Gizli teninde bir deva şu çaresiz derdime,
Keyfe keder yaşamış gönlüm, amade.
Sulamış gözlerim, filizlendirdiğin keder bahçelerini,
Özlemiş yüreğim boş sokaklardan avare gelişini.
Baş kaldırmışım o tuhaf,anlamsız tutkularına
Son vapur da kalkar bu limandan,
Ardında hüzün ve keder bırakarak.
Gecenin karanlığında kaybolur,
Yine ağlayarak gider kendi yolundan.
Keder yine sarmıştır bacasını vapurun,
Yalnızlıklarımın arasında sıkışıp kaldım,
İnsanların sahte sıcaklıkları avutamıyor artık beni.
Çıkılmaz karanlık kuyuların en dibindeyim,
Işığı göremiyorum artık.
Elimi uzatıyorum;boşluktan başka hiçbir şey...
Gece, pençeleştiğin bunca derdin üstünü örten,
Karanlık, meçhul kalmış yalnızlığın son kırıntısı,
Uçsuz bucaksız zifirinin içinde yok oluş,
Ve var olmak yeniden o beyaz girdabın içinde.
Kafiyesiz mısralarım matem bırakmasın yüzünde,
Yaşanan, sadece deryada bir zerre,
Oysa yaşanmayan nicelerinde.
Bir açelyanın kokusunda gizli,
Biçilmemiş yaşanmışlığın bakire bahçelerinde.
Yaşadığım, koca ışık huzmesinde bir parıltı,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!