Yıkılan duvarın sebebi bensem
Yapida emegi olmuyan sensin
Ayrılık yelini ben estirdiğsem
Başıma belayi doluyan sensin
Günah tartisinda hesaplar sende
Reva/mıdır ülkem sana
Peştemallı,
Takunyalı,
Çenber sakal bir tellak
Vahşileşen yabanıldır
Bu Emper ki...!
Uyutmanın üç formülün bulmuşlar
Birinçisi
Damar giren MORFİN/i var
O da neee..!
Şakağına döktüğün teller ağarmış
Bilmez/miyim kipriğinde sinsi, saklı selleri
Bir nefes ki...!
Ayrılığın şarkısının mısrasında gizlidir
Bu halına ilah-i/ler söyleğip melekler ağlıyacak
Lanet zaman zelil mahsun, çıkardın ya karşı/ma
Birde baktım saçları/na, aklar düşmüş tel düşmüş
Sarı petek...ey papatyam, neler gelmiş başı/na?
Yeşil gözden efgar akmış, kanatlanmış sel düşmüş
Sen kendini ne sandın,ey elmacı güzeli
Denek taşı sürsen/de, her maden altın olmaz
Eyyam kaçkını gibi, döktün ağaç gazeli
Dünya gezip dursan/da,benim gibi yar olmaz
Sıra sıra bin fidan var
Milyon filiz
Genç genç yağız bedenler
Her fidanın her dalın/da..bin bir surat engerek
Kendi oğlun Hanya-Konya...avrupadan Karaip/e cirit atan kepaze
Ardınç şişe
Rakı-Wiski
Cin-Tohnic/ten ferişte
O küçücük o koynundan istavrit/den haç çıkaran milon milyon névale
Züğürdüme öldür dersin
Desene venüs gezegenin/de asılı kaldı dünden kalma umutlar
Saygısı yitik mor-karanlık gölgeler/de salkım saçak misali
Desene kendisini bir türlü bu gölgelerden kurtaramadı, turası silik, soluğan güneş
Hele eylülden kalma yarası yanık kuşlara kurşun sıkan ceteler
Desene barış için bir türlü açılamayacak kirli paslı beysel özürlü kilitler
Güzel bir goncasın gönül bahcemde
Açıp koklamadan bırakmam seni
Gelincik nergisim açtın hanemde
Sineme sarmadan bırakmam seni
Aramızda sıra sıra dağlar var
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!