Hayata Başladığım Andan İtibaren
Sığındığım Tek Limanım'dın Sen
Onlarca Acılara Cefalara Rağmen Göğüs Gerdin
Beni Bu Güzel Dünyaya Getirdin
Oda Yetmedi Hayatı Öğrettin
Nasıl Yaşayacağımı Nasıl Göğüs Gereceğimi Öğrettin
Derin sessizlikler var dört duvar arasında.
Ömür Bitiyor… Her Geçen Zaman Aralığında,
Bitenlerin ise, hep anısı kalıyor bir kenarda.
Benimde kaldı, bir çift ayakkabı babamdan hatıra.
Bakar bakar hatırlarım, yolculuk yaparım anılarımıza.
Sessiz değildir en değerli kişiden kalan eşya,
Korkuyorum dalgaların sertliğinden,
Her biri beni yerle bir ederken.
Bir isyan yükselir içimde,
Deniz mi, ben mi, hangimiz daha derin?
Yıllar geçince dindi denizler;
Kıyıda bir fırtına... Silindi kumda kalan izler.
Derin mavinin altında bir beden...
Tanık balıklar sağar dilsiz, korku dolu gözler.
Ne bir kabarcık, ne bir çırpınış...
Malefik bir evrenin gecesinde çizilir haritam,
Horoskopta isyan başlatılmış.
Gök günlüklerimde kan,
Karşıt açı belirtisi,
gezegenler arası istila.
Efemeris şaşkın
Karanlıkta bir iz, sessizce parlar
Gölgeler üstümde, adını anar
Soğuk bir rüzgar, içimden geçer
Yalnızlık, en yakın dostum olur
Karanlıkta ışık — seni bulurum
Sönmeyen bir ateş, kalbimde yanar,
Gecenin siyahında, yıldızlar donar.
Rüzgar fısıldar, düşlerimde kaybolurum,
Kırık bir ayna gibi, parçalanırım.
Gözlerin bir fırtına, denizlerde savruldum,
Yürüyorum, karanlık… Issız…
Gökyüzü, kırmızıya yakın bir siyah…
Bu siyahı biliyorum,
Kalbimin ritminden tanıyorum.
Ölü bir bebek dünyaya getirmek gibi,
Acının tarifi yok.
Gökyüzü sessiz,
içimde fırtına,
Kaybolmuş umutlar,
düşler ardında.
Her adımda bir yara,
her gece bir sızı,
Bir zamanlar sevmiştim seni,
Sen riyakar bir köpek, ben serseri.
Havada ayaz, yerde bembeyaz,
Denizlerde bile yok telaş.
Sisli, puslu gökyüzü, adın geçince güneşli hüzün.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!