öleceğim yerde olmalı umudumun gölgesi
ağaçları götüremem
bir çocuk dudağından sızar ekşi süt damlası
kapalı ağızlarında dişleri gülümser
güneş kıllardan yakar geçer
ince bir bıçak yarası
Çekimsiz düşlerimden sıyrılıp geldim
Yıldızları kayıp gecelerden
Bir sayfanın alt köşesine dip not bırakarak…
Henüz bir haber yok daha
Ekili alanların hasadından,
Sevda kurak kalmış diyesi bir gören, inandım!
…sevdaların ötesindeki
Yüreğimin kavgalarında
Suskularımla baş başa kaldım
Kelimelerim olmadan
Kayıp adreslerin sokaklarında
İzlerin duruyor sandım
ortada bir şey yok çıkan yangınlar nedir ki
kuru otu öpen güneş
gel vazgeç
yeminlerimi rüzgarlar sırtladı
devrik ağaçlar günahlarım
yüreğim yorgun meramdan
Varlığından alıkoyduğum doyamadığım senli bir zaman
ve sakladığım
kuru bir karanfil yaprağında dokunsam dağılacak...
sakalından asmış firavun uykusunu
her beklediğim sabah
vazgeçemediğim bir sevda ne biriken ne eksilen
uçmalarımı yitirdim
ezildim de bir kar tanesinin altında
utandım…
bu zamandan sonra olacak şey mi?
“ne yazdıysam buzda”
…
atar damarından kesilmiş bilek resimleri işlerdik
kapı eşiğinden dönen umutların oyasına
ölmeyi bile süslerdik
sessiz merasimsiz gidişleri sevmezdik
Hani olur ya!
Ellerini tutan var mıdır? şimdi
Gözlerine benim gibi bakan
Fısıldayan var mıdır kelimelerimi,
Başka bir dudaktan…
Rüzgârda uçuşan saçlarında
yüz yüze bakılamıyor asılsız sevdalardan
duvarlar çıplak çöl yürekler
kökleri kuruyor sarmaşıkların
rüzgarlarda hapis ten kokusu
bırakmalı birini sevdası gerçek olmalı
her adım “kısır döngü “
kim çekip gider ki
ellerini sımsıkı saran ellerden
kim üşümek ister ateşlerin içinde kavrulurken
sarmalayıp gül kurularıyla sevgiyi
bir çöp kutusuna
buruşuk kağıtlar gibi kim atar
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!