papatyalara basmamak için
ürkek koştuğun toprakların üzerinden
belinden tutup
uçuracağım seni göklere
bilirsin
kuşlar benim dostlarım
Doğduğum günün bir sabahı vardı.
Muhtemelen öldüğüm günün de bir sabahı olacak.
Var oluşum ya da yok oluşumla,
Evrenin kara kaplı defterinde
Belki tek cümle dahi değiştiremeyeceğim.
İki sabah arasında;
sen gülüyorsun bir papatyanın ardından
üzerine düşen su damlaları bağırıyorlar bir ağızdan
Allah var inanmazsan bize ardımıza bak
bakınca görüp iman ediyorum
Allah ne güzelsin ki senden olan bunca güzel
adım yok. adımı unut. benim adım kuş.
hem öyle bülbül falan değil. serçe belki.
ama kuş.
ben sana sarılmak için değil,
başka bir uçuş denemesi için
açmıştım kollarımı.
Rabbim şeritleri ciğerime doldursun
Yalnızlığımın kafasına Smith Wesson
Dayamış gülüyorsun
Ben yalnız benim biz değil
Yalnızlığımdan ne istersin anlamıyorum
Yol tutar seni kan gördüm mü ağlıyorum
Betondan gelmedim topraktır aslım
Nedir aslımdan uzaklaştırmanızın manası
Sınırları belli bir yolum olmadı ki benim
Toprak kaya olan her yer benim yolumdur
Bundan bulunduğum kabın şeklini almam
kaktüse dokunursan acıtır.
türküler ağlatır.
geceler yırtılır.
her insan ölür.
şah düşer.
oyun biter.
elbet manası vardır
impalanın adına rağmen
bu kadar narin oluşunun
ve yanacaksa bir mum
ondan evvel bir ateşin yanması lazımdır
ormanlar uzaktır şehirler dar
ayak seslerimi tanı
dünyanın telaşından sıyrılıp
sana yöneldiğimde
bana koşmaya başla
gizli kalmış benleri gör
dizlerin benim mabedimdir
sevgilim bu binalar ne kadar yüksek
sanki biz çıkalım da tepelerine
bir bir uçalım diye
herkes kendi binasının tepesine çıksa
baksa ve görse aşağısı ne kadar puslu
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!