Hayat bir nümayiştir, bense bir figüranım.
Ortalıkta görünmem, köşelerden bakarım.
Ne büyük bir rolüm var ne de sonsuz hayranım;
Derin bir ırmak gibi usul usul akarım.
Neyim para eder ki,ceketim lime lime,
Aşk şiirleri yazamam sana.
Ne söyleyebilirim ki zaten?
Ben seni seviyorken;
Başka bir şey yapamam anlasana.
Yarın kadar uzaklar sana,
Ama dün kadar yakın ellerim,
Birden uçmaya başladı bütün kuşlar evine,
Sadece kargalar kaldı; gökyüzünde süzülen...
Toplandı bütün bulutlar, güneşin alevine,
Sadece güller değildi bu saatte büzülen...
Sahici gün batımına bu kadar mı yakındık?
Küçücük, fakat inatçı bir ışık;
Karanlık günümde yanıyor şem'a,
Belki yavaş yavaş eriyor şem'a,
Küçücük,fakat inatçı bir ışık.
Bir yıldız, gökte geceyle öpüştü,
O sandal ki kıyıdan yüzer sessiz...
Ürkütmez hiç sazları balıkları.
Ne yapsın gider bu yolda çaresiz;
Bir aşk limanına rota tutturmuş,
Gönlünü bir güzel sala kaptırmış...
'Kime zararı dokunmuş ki' diyerek
Kim söylemez ki yalan
Kimi yalan beyazdır; insana küçük gelir,
Kimi yalan pembedir; insana uçuk gelir,
Kimi yalan ısıtır insanın içini,
Atmaya başladı kalbim.
Gün aydınlattıkça yüzümü,
vurdukça yüzüme serin serin rüzgar;
anladım yaşadığımı
Yapraklar açılırken!
Güzel bir kız yüzünden çöllere düşmek midir?
Bir çift gözün hatrına yollara düşmek midir?
Meczup olmuşsun gibi dillere düşmek midir?
Kara sevda dediğin nedir ki saklı gülüm?
Dağları delmek için günlerce uğraşamam,
Garibim, bir derdim var, bu aşk bağrımı deler;
Ferhat dağları nasıl deldiyse bu da öyle.
Sen çal muzdarip sazım, şair arkadaş söyle;
Çıksın artık burada garip telden nağmeler...
Yorgun argın uzandım ben dün gece yatağa,
Dinle bak!
İşte rüzgar esiyor;
Yavaş yavaş fakat efkarlı.
Camları, kapıları zorluyor...
Bırakta rüzgar içeri girsin;
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!