Koparıp not aldığım sayfaları günlükten
Seksenlerden alevlendirip baharı
Kaç isim dökülür dudaklardan…
Kimi kordonun buğusunda bir simit
Kimi bir güvencin özgürlük gibi beyaz
Kimi Gang’ın üzerinden inen fosforlu bir melek
Kiminin gözleri bir Çinli kadar çekik
Kimi kimono giyiyor
İpekten ve yalın
Beyaz bir tiyatrocu maskesi takmış
Elleri kumral elleri tuzla çiği balık kavuruyor…
Elleri ipek şemsiye örüyor
Elleri oltamın uçundaki solucan gibi
Kimi Fransız aksanı bilir
Fransız aksanı bilen yatakta iyi sevişir
Biblo gibi elleri
Lavur müzesinden bir resim gibi
Gözlerini De Vinci boyamış
Dudakları kirpiksiz kuşlardan alıntı…
Kimi ömrümün en büyük yalanı
Bir ses kadar yakın
Kıtalardan uzak bana
Yağmurlar kadar soğuk
Sibirya kadar soğuk
Sibirya’dan daha soğuk…
Kimini İzmir’de kaybettim
Tirenin kopan kompartımanlarından
Gürültülü sesler çıkarıyorlardı
Yani başlarında güneş olmak telasında yandım
Yıldız gibi paylayıp söndüler…
Kimini bilmediniz ülkelerde bıraktım
Fuji’den kırizanten çiçekleri toplularladır
Klimajaro’da yağmur damlaları için dua ederler
Akdeniz’i İskenderiye fenerinden daha çok aydınlattılar
Paris’te şampanya kadını
İzmir’de kara bir bulut gibi yalancıydılar…
Şimdi gülüm
İstanbul semazeni
Elleri pamuk tarlasında ırgat işçi
Ve
Bir yıldız olmak pencerene vuran
Tuttuğun dileğin kabul olması için
Tutunduğum her şeyden vazgeçip kayan
Ben
Ninemin hünerli elleri gibi
Örerken mısralarıma seni
Koparıp not aldığım sayfaları günlükten
Seksenlerden alevlendirip baharı
Gebe bir ana gibi
Doğuruyoruz baharı…
Kayıt Tarihi : 25.4.2006 18:00:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!