iki gece öncesi aşkların son durağında bırakmıştı gözyaşlarını
üzeri kir pas içinde nefretler vardı saçlarının arasında
gittiği tüm bedenler birer ceset gibi serilirdi sabaha doğru
adını koyamadığı hüzünleri gece karanlığında peşine takılır giderdi yalnızlıklara
ve işte tam da o sırada çalardı müzik
kırılgan bir masalın son senfonisi gibiydi yüreği
hiç olmayan gidişler
Yüceden mi geldin sen seher yeli
Daha dostum eller ile gezer mi?
Solmuş derler gül benzinin iziği,
Daha dostum eskisinden güzel mi?
O ne dedi, sen ne dedin varıncak?
Devamını Oku
Daha dostum eller ile gezer mi?
Solmuş derler gül benzinin iziği,
Daha dostum eskisinden güzel mi?
O ne dedi, sen ne dedin varıncak?