Kadınlar ve Sen...
Ağlıyorum yüreğim parçalanırcasına.
Tek bir damla yaş akmadan gözlerimden, ağlıyorum...
Seni yaşamak, senin olmak ve seninle yaşlanmak için
hayaller kurarken ruhum,
Seni her gün yeniden tanıdıkça, yıkılıyorum.
Okuyorum seni, okuyorum ellere yazdığın şiirlerini.
Ve her şiirinde yüreğime bir çentik daha atıyorum.
Kanıyorum sevgili, yüreğimden kanıyorum.
Yalnızlığında yatağındaki kadın olmuş biri,
Bir diğeri ise umudun...
Bir başkası vazgeçilmezin
Yine bir başkası ise geleceğini paylaşmak istediğin olmuş.
Bir kadına ruhum demişsin
Bir diğerine uzaklardaki huzurum,
Bir başkası beşinci mevsiminmiş
Biri ise sadece teninde yaşadığın olabilmiş.
Ne çok kadın olmuş hayatında...
Tenin ne çok kadının tadıyla yanmış kavrulmuş
Ruhun ne çok kadının acısına mabet olmuş.
Kolların ne çok kadını sarmalamış
Ve benliğin ne çok kadını, kadının yapmış.
Hangi birini görmezden gelse acaba yüreğim?
Hangi birini unutsa acaba beynim?
Bana da söylediğin kelimelerinin
hangisinde kendimi bulsam ki acaba?
Düşünüyorum, bulamıyorum...
Evet ağlıyorum yüreğimle,
Kalbimi dağlayıp atasım geliyor ama yine de durmuyorum.
Ağlıyorum...
Ne aşklar yaşamışsın sen...
Ne acılar çekmiş, ne canlar acıtmışsın.
Güzellikleri sonuna kadar yaşarken,
Her kadınla ruhundan bir parça daha vermişsin.
Ne kalmış peki geriye?
Bana verebileceğin ne kalmış elinde?
Saf, temiz, el değmemiş ve
Sadece benim olabilecek ne kalmış sende?
Günün ilk ışıklarıyla içimi ısıtan varlığını düşünüyorum şu an.
Gece koynuma aldığım hayalini
Ve sadece
benim olduğuna gönülden inandığım yüreğini düşünüyorum.
Ne çok soru var şimdi bende sana dair?
Ne çok acı var içimde geçmişine dair.
Gökkuşağının sekizinci rengini görmek istiyordum seninle
Ama sen görmüşsün.
Beşinci mevsimi yaşayacaktık beraber
Ama sen yaşamışsın.
Bedenin titreyecekti sonsuz mutluluğa benimle ulaşırken
Ama ulaşmışsın.
Karalar bağlamasın mı şimdi gönül?
Yaslar tutmasın mı yaşayamadığı geçmişine?
İçinden çığlıklar atmasın mı avazı çıktığı kadar?
İsyan etmesin mi seni sevdiğine?
Sen beni de unutursun bebeğim, beni de unutursun.
Önce aşk şiirlerin süsler ortalığı,
sonra ayrılık şiirlerinin kasveti doldurur havayı.
Birden sitemlere dönüşür mısraların,
Ardından da yeni bir aşka yelken açıp
Geçmişteki aşkını alırsın kaleme.
Sen vazgeçilmezimdin,
“sen kuşun kanadındaki umudum, sen gecenin en karanlığıydın”
Diye devam eder şiirler...
Artık tek bir şiir bile okumak istemiyorum
Her dizede bil ki seni suçluyorum.
Her satırında ayrı bir acı duyuyorum.
Benden bu kadar erkeğim, seni yarınlarına emanet ediyorum.
Betül BAŞAR (Sahrabetis)
Betül BaşarKayıt Tarihi : 14.10.2008 15:22:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Tenin ne çok kadının tadıyla yanmış kavrulmuş
Ruhun ne çok kadının acısına mabet olmuş.
Kolların ne çok kadını sarmalamış
Ve benliğin ne çok kadını, kadının yapmış.
****
Karalar bağlamasın mı şimdi gönül?
Yaslar tutmasın mı yaşayamadığı geçmişine?
İçinden çığlıklar atmasın mı avazı çıktığı kadar?
İsyan etmesin mi seni sevdiğine?
yürek burkan bir şiirdi, Sevgiliyi tanıdıkça yıkılan hayaller, duyulan acı, ve sevgiliye isyanla kanayan yürek akmış satırlara, kendisini haketmeyen yürekten vazgeçiş rahatlatıyor şiiri ve bizleri....
yüreğinizin her köşesi sadece onu hakedenlerle dolsun , duygularınız ve kaleminiz daim olsun, Sevgilerimle,
TÜM YORUMLAR (14)