Kadınlar Ne İster? Şiiri - Nilay Aksu

Nilay Aksu
52

ŞİİR


7

TAKİPÇİ

Kadınlar Ne İster?

(Mizah)

„Kadınlar ne ister? “ Son günlerin bu hayli moda olan sorusunun yüzlerde yarattığı muzip gülümsemeyi, sorunun içeriğindeki hinliğe bağlarsak çok rahat bunun „erkek“ orjinli bir soru olduğu sonucuna varabiliriz elbette.

Kanalların birinde, Oya Aydoğan’ın sunduğu bu isimle bir sabah programı yayınlanmakta ve sunucumuz, yayına telefonla bağlanan kadın izleyicilerine yönelttiği „ sööyle bakalım hayatıııım, sence kadınlaaaar nee isteeeer“ sorusuna gelen yanıtların hiç birinin bir diğeriyle aynı olmaması da erkeklerin aslında biz kadınları neden bu derece anlaşılmaz yaratıklar olarak gördüğünün de yanıtı oluyor aslında.

„Bi kadın en başta sadakat ister“ diyor bir izleyici… Hıımmm, yüzler buruşuyor, „ayyy kaç senelik evlisin anacıııım? “ Bunu söylerken aslında, „kaç senenin üstüne seni aldattı bakiiim o hayvaaaan“ denmek istendiği belli. İzleyici afallıyor, „ben evli değilim Oya ablacıııım“… Hıımmm… Durum daha vahim, „kızım sadakat diye tutturursan, tabii evde kalırsın! “ bakışı bu kez.

İlgi isteyenler, sadakat isteyenler, anlayış isteyenler, nezaket isteyenler… Biri çıkıp da „gomşumun bilenziğinden istiyom“ ya da „ eltimin arabasına ölüyorum ama ses edemiyorum“ ya da „yazlık istiyorum, kışlığımız bile yok“ demiyor… Yani bir izleseniz, „ kadınlar hiç bir şey istemiyormuş yahu, ama sans yok adamına düşmemisler adamınaa“ diye ağlayasınız gelir vallahi… Geçenlerde yoldan geçen iki erkeğe uzatmışlar mikrofunu…. Oya ablamız soruyor, „ sence kadınlaaaar nee isteeeeerleeeeer“ Yaşlı olanı yanıtlıyor: „ Şinci Oyaanıım, baaayanlar çiçeh kibidir…Onları hiç soldurmamah lazımdır, gadınları üzmeyelim, onlar çiçehtir, narin bi çiçehtir“… İyi de bu amca evde eşine gidip de „ garıcığııım çiçeh kibisin, bi goglayayım seni“ diyor mudur acaba? Dese bile „ dellendin mi ulen, de get işine“ diye bir dirsek darbesi almayacağı ne malum… Ne de olsa kadınların sağı solu belli olmaz… İlgi istedikleri gibi, ilginin fazlasıyla da böğürme moduna girdikleri bilinen bir şey ne de olsa.

Soruyu bu kez genç olana yöneltiyor ablamız… “valla abla” diyor, kısa pantalonlu, günes gözlüklü, vücut kılları yün kazak görünümünden aşağı kalmayan genç oğlan: “kadınlar her şeyi ister, neyi sayayım ki! ”

Hah! İşte bu cevap …Beklediğim bu muydu ne? « E valla doğru » diyorum…hem de sesli diyorum, hay allah filmin kötü adamına küfredip terlik fırlatan yaşlı teyzelere döndüm ben de…

« E ama çocuk haklı » diyorum… Kadınlar her şeyi ister… vallahi de ister, billahi de… Bir seyi istemek icin o şeyin adını duymaları bile yeterlidir üstelik, ne olduğunu bilmelerine gerek yok.

“ Balayımızda Bahama Adalarına gitmek isterim”
“ Iyi de Bahama nereee, Sinop nere? ...Neresidir biliyo musun? ”
“Yok bilmiyorum ama Viktor, Eşli’yi götürüyodu yaa orası işte”

Buyrun… Hanım kızımız Antalya’yı dünya gözüyle bir kere görür mü belli değil, ama Bahama istiyor… İsteeer, istek degil mi?

“Adamına düşmedik kardeş, bak elalem elleri kolları dolu geziyo… Gördün mü Safiye’nin bileziklerini? ”
“E onun adamı kaçakçı diyolar amaa”
“ Olsun, kaçakçı maçakçı... karısı havasını atıyo ya”
Kocasının kaçakçı olduğu söylenen, eli kolu altın dolu Safiye’ye sorsanız, kocasının Romen metresinden ağlanıp “kuru ekmekle soğan yiyeydim de, erkeğimi kimseye vermiyeydim” diye sızlanacaktır mutlaka. Oysa Safiye’nin bileziklerine özenen diğer kadınmız kaçakçılık yapmayan kocasının ardından “ kaçakçılığı bile beceremez” diye sövecektir büyük ihtimalle.

Yani kadınları mutlu etmek, deveye hendek atlatmaktan zordur diyen erkeklere hak mı vermeliyiz ne?

Sahiden ne isteriz biz? Anlaşılmak isteriz… Ama anlayan kişi, bizim bayılıp öldügümüz kişi olmalıdır… Diğer anlayanlar? Iıı ıh, yok, onlar anlasa da yanlış anlar zaten. Bizim bayılıp öldüğümüz kişinin bizi anlaması yeter mi? Hadi canım, kupkuru anlaşılmak kimi mutlu etmiş ki… Zaaflarımızı önümüze dökenleri bir kere hiç sevmeyiz… Bizi anlayan kişi, bizim aslında ne harika, ne dayanılmaz, ne çekici, ne akıllı, ne iyi, ne becerikli, ne vazgeçilmez olduğumuzu anlayan kişidir… Yani anlaşılmak demek, değerimizin anlaşılıp hayran olunmamız demektir aslında.

Düsünsenize… „senin kafan var yaa..aslında hiç çalışmıyor“ diyen bir erkek, aslında pek de yerinde bir tespit yapmış ve sizi anlamış olabilir. Peki bu anlaşılmanın sizi mutlu etme yüzdesini düsünürsek… ya da vazgeçelim… bu sözü söyleyen erkeğin, bu sözü söyledikten sonra başına gelecekleri yüzdeler halinde düsünmek daha mantıklı geliyor nedense.

Haa bir de kadınlar, kendilerinin yanında hemcinslerinden sürekli olumsuz olarak bahsedilmesini ister… Düsünsenize, „Naci’nin karısının elmacık kemikleri ne güzel değil mi, hayatım’ diye soran bir adamın akıbetini… Bizler, Naci’nin karısının çarpık bacaklarından başlar, seyrek saçlarından çıkana kadar zavallı kadını, onu övme gafletinde bulunan erkeğimizin gözünde bir tarla faresi yapana dek kötüleriz ve de işin ilginç tarafı her seferinde bu karalama kampanyasi iyi iş yapar. Yani aklı başında hiç bir erkek, Hülya Avşar’in topuzuna bile iltifat edip de yanındaki kadının iç ve dış dünyasını alt üst etmez.

Aslında biz kadınlar ne istedigimizi bir bilsek, erkeklere yardım olsun diye hayrına söyleyeceğiz söylemesine de… ah bir bilsek! ...

İnsan tarafımızın gözardı edilip sadece „kadın“ olarak görülmesi bizi incitir… Ama bazı insanların da (genelde bayılıp öldüklerimiz) , bizim insanlığımızın yanında “kadın” tarafımızı görmemesi bizi deliye çevirir.
Işte bazı kadınların birer hafta arayla saçlarını..sırasıyla kızıl, sarı ve siyaha boyatması, kestirmesi, saç ekletmesi, yağ aldırması ya da ne bileyim, yeme krizine girmesi genellikle böyle bir bunalım sırasında olmaktadır aslında… “İlle de beğendigi bir tip vardır” deyip bütün tiplere iki hafta içinde girip çıkmaya çalışan kadının, yine de “kadın” tarafını göremeyen özel erkeğe farkedilmeye calışmaktan yorgun düşüp “kesin eşcinseldir” teshisini koyma olasılığı hayli yüksektir.

Yani uzun sözün kısası, kadınlar en başta hem insan, hem kadın olarak görülebilmek ister…

Daha sonra mı? …Ne yoksa onu ister :)

Nilay Aksu
Kayıt Tarihi : 20.7.2004 04:15:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Ammar Şar
    Ammar Şar

    Saygı ve sevgiyle merhaba!

    Bol bol güldüm, gülmekten öldüm, anlatımınıza bayıldım..
    Neticede yaşam böyle bir şey, böyle bir traji-komedi, dünya kurulalı beri sürüp giden..
    Ne kadar yazsak / düşünsek / çabalasak da, sanmam ki tümden değiştirebilelim..
    Belki, biraz rötuş, kendi yanımıza yakınımıza..

    Okudukça..
    Üzüldüm bir insan olarak, Allah yazgısı yaradılışlarından - ellerindeki kuşlarla mutlu olamama,
    dallardaki kuşlara bakıp / takıp mutsuzluk üretme özürlerinden ötürü - çektiklerinden..

    Ezildim bir erkek olarak, bütün teşhisi / tatmini mümkünsüzlüklerine karşın,
    bizlerin de onların beklentilerini teşhis ve tedarik konusunda
    yeterince samimi olduğumuzdan şüpheye düşerek..

    Kadınlar ne mi ister?..
    Hangi insan / hele ki kadın, genellemelerin içinde sıradan biri olarak kaybolup gitmeyi ister?
    Hangi insan / hele ki kadın, özel biri olarak görülmeye ve hissettirilmeye muhtaç değildir?

    Kadınlar ne ister sorusunun toptan bir cevabı olabilir mi?
    Böyle bir soruya - diyelim ki mümkün oldu - verilecek onsekiz ciltlik cevabın
    gereğini hangi er kişi yerine getirebilir?

    En iyisi, başkalarının ne-ler istediğiyle ilgilenmeyi bırakıp,
    yüzümüzü yanımızdaki insana / kadına dönmek ve bu soruyu “o”na sormak.
    Çünkü, “o”nun ne istediği yalnızca “o”na sorulabilir, ve cevap yetkisi de “o”ndadır.
    Başkasına iyi gelen ilaç onun derdine derman olmayabilir..

    Ve “istediği birşey varsa söylesin, sormama ne gerek var” demeden..
    Çünkü, insanın ( yani kadının.. erkekler taş yesin.. ), istemeden verilmesini ,
    hatırlatmadan sorulmasını beklediği anlar olabiliyor..

    Ya erkekler ne ister peki?
    Artık yüzonsekiz cildi mi tercih edersiniz, bize mi sorarsınız, bilemem hanımlar.
    Çok da dert etmeyin bizi, taş yer, taşları da hazmederiz, yeter ki sizi mutlu görelim.

    Evet hanımlar, buyrun top sizde,

    Sizin sorunlarınızdan, sizden önceki kadınların da sorumlu olduğunu kabul ederek,
    aynayı kendinize de tutun lütfen..

    Umulur ki, kişiliğine saygı duyulan / gösterilen,
    soru sorma / sorulmayı bekleme hakkı kabul edilen kadın,
    erkek evladına da aynısını telkin eder
    ve kayn-ana olduğunda da gelini için aynı hakları kabul eder..
    Ki, geleceğin kadınları – ve erkekleri - için ümitvar olabilelim..

    Kadın veya erkek her kim isek, yanıbaşımızdaki “-cim -cım”larımızdan önce,
    “yavrucuk”larımıza sormalıyız bu soruyu her fırsatta..
    Ki, yaş iken eğ-it-ilsin fidanlarımız..
    Ki, maalesef en fazla EZ-erek EĞ-it-diklerimiz onlar..

    Evet hanımlar beyler, soru-n-lara cevap / çözüm çabasında ne kadar samimiyiz ?

    Temelinde saygı olmayan sevgi, yit-iril-meye mahkumdur.

    Cevap Yaz
  • Ali Arslan
    Ali Arslan

    'Yani uzun sözün kısası, kadınlar en başta hem insan, hem kadın olarak görülebilmek ister…

    Daha sonra mı? …Ne yoksa onu ister :) '

    nefis bir saptama...

    kadının en başta hem insan hem kadın olarak görülmeyi istemesi genel bir saptama..
    ama ne yoksa onu istemesi...
    yoksa istemesi..
    hiç yoksa
    hala istemesi..

    bilmiyorum,
    bu kadar anlayışsız olamaz her halde kadınlar:)

    Cevap Yaz
  • Cengiz Kayacılar
    Cengiz Kayacılar

    Günümüzün dejeneratif kadın gerçeği, gözler önüne serilmiş, cesaretle... Üstelik çok keyifli ve akıcı bir üslupla... Finalde ise, kadın gerçeği insan gerçeğine bağlanmış ama yazı yine kadınca bitirilmiş :-) Aslında burada bir bitiş değil asıl başlangıç var gibi :-) Sanki okuyana bu yazının ikinci bölümü de yazılacakmış beklentisi veriyor... Tebrikler Sevgili Nilay ...

    Cevap Yaz
  • Yaşar Püllü
    Yaşar Püllü

    Oya Aydoğan ın yaptığı bir programa bence fazla yormuşsunuz kendinizi. Önce insanı anlamak lazım, kökü sonra dallarını konuşmalı. Hem O. Aydoğan konuyla ilgili yorumları yönlendirecek kadar insanı tanıyormu acaba.

    Cevap Yaz
  • Ahmet Faruk Türkyilmaz
    Ahmet Faruk Türkyilmaz

    Nilay hanım,
    Öyle bir konuya temas ettiniz ki;inanıyorum antolojideki bütün insanlar bu konuyu tartışmaya başlasa, inanın kıyamete kadar bitmeyecek ve asla üzerinde ittifak edilmeyecek bir tartışmanın içinde oluruz..

    Gerçekten kadın,anlaşılması en zor ve güç olan bir varlıktır..Belkide onun bu hale gelmesinde fıtrat özellikleri hariç dahili etkenlerin ve erkeklerinde büyük payı vardır..

    Biz, kadını;
    Ya olması gerektiği gibi görmek istemiyoruz,
    Ya olmaması gerektiği gibi görmek istiyoruz,
    Ya ona gerektiğinden fazla değer veriyoruz,
    Ya gereken değeri esirgiyoruz,
    Ya hiç bir yeri ona layık görmüyoruz,
    Ya onu bir yere layık gömüyoruz,

    Kısaca kadında ne olduğunu şaşırmış durumda..
    Yaratılış özelliği olarak sert zeminlerede paspas,yumuşak zeminlerde tac olmayı başarabilen,bir sıvı misali bulunduğu zeminin ve ortamın şeklini alabilen enteresan bir varlık...

    Her şey rağmen ben kadını,Annem,bacım, kızım,eşim ve sevgilim olarak görmeye devame deceğim..

    Teşekkürler size..Sevgiyle kalın..

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (6)

Nilay Aksu