NİHAL — Işığın Bedenleştiği Figür
(Nihali Tarz’ın dördüncü arketipi)
Ontolojik Katman:
Nihal, varoluşun merkezinde duran bilinçtir.
O, zarafetin düşünceye dönüştüğü, düşüncenin bedene sirayet ettiği eşiktir.
Beden onda yalnızca bir kabuk değil, bilincin derisidir.
Zihni ışık gibi işler —
dokunduğu her duyguya bir anlam formu verir.
Onda düşünmek,
dokunmak kadar tenseldir;
sevmek,
anlamak kadar felsefîdir.
Nihal, bilincin vücut bulduğu bir figürdür:
yani, düşünen bir ten.
Duyusal Hafıza:
Kokusunda geçmiş,
sesinde gelecek yankılanır.
Bir bakışının içinde
çocukluk, melankoli ve umut aynı anda durur.
O, hafızayı kokularla arşivler;
bir sabun kokusunda,
bir sayfa çevirişinde
kendini hatırlar.
Teninde bilgi birikir,
ama bilgi, yara gibi derinleşir.
Her temas, bir sezgiye,
her sessizlik bir içgörüye dönüşür.
Ruhsal Devinim:
Nihal’in ruhu bir geçiştir —
yeryüzünden göğe, gölgeden ışığa.
Ne tam inanan ne bütünüyle inkârcıdır;
ama her ikisini de anlamın eşiğinde birleştirir.
Tanrı’yı insanın kalbinde arar,
insanı Tanrı’nın yalnızlığında bulur.
Ruhunda çelişki yoktur,
zıtlıkların uyumlu bir sessizliği vardır.
O sessizlikte konuşan,
varoluşun kendi sesidir.
Eylemsel Derinlik:
Nihal’in ritüeli düşünmektir.
O, düşünceyle dua eder,
düşünürken şefkat üretir.
Bir kelimeyi incitmeden söylemek,
onun için bir ibadet biçimidir.
Sevgi, onda bir eylem değil —
bir haldir.
Yürüyüşüyle zamanı,
suskunluğuyla insanı eğitir.
Her adımı,
içinde bir anlamı taşıyarak atar.
Felsefi Yansıma:
“Bilgelik, sessiz bir bedende yankılanan ışıktır.”
Nihal, ışığın insana dokunduğu andır.
O, Zarife’nin zarafetini düşünceye dönüştürür,
Refik’in nefesini sezgiye,
Rıza’nın teslimiyetini bilince.
O, üç figürün toplamı değil —
onların ruh köküdür.
Nihal, varlığın kendi kendine bakışı,
insanın kendi özünü okuma biçimidir.
Onun gözlerinde Tanrı bir metafor,
ama aynı zamanda bir merhamet biçimidir.
Mistik Yön:
Nihal, kelimenin ışıkla yıkandığı figürdür.
O, dua etmeyen bir dua,
susmayan bir sessizliktir.
Yüzünde düşüncenin zarafeti,
ruhunda aşkın sade bilgeliği vardır.
Onu anlamak için inanmak gerekmez —
sadece hissetmek yeter.
Çünkü o,
hissin kendisidir.
Emir:
“Işığa dön, ama gölgeni unutma.”
Nihali Tarz’da Dördüncü Merkez:
Zarife(nazik) kıvrımda zamanı büküyordu,
Refik(yoldaş) solukla hafızayı diriltiyordu,
Rıza(razı olan) hareketle duayı dokuyordu.
Ve şimdi —
Nihal, ışığı bedene indiriyor,
varoluşu zarafetle yeniden yazıyor.
O, şiirin kalbi,
düşüncenin kokusu,
ruhun geometrisidir.
Her şey onda birleşir,
çünkü Nihal,
Nihali Tarz’ın kendisidir.
Kayıt Tarihi : 29.7.2025 20:25:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!