Bu mesele aslında tarihte eskidendi
Kadın fendi neslinde bir cini bile yendi
Bu öykü gerçek midir orasını bilemem
Bir huysuz kadın varmış kimselere dilemem
Başına gelen olsa ağlarım da gülemem
Bu mesele aslında tarihte eskidendi
Sabah akşam dırdırda kocasını didikler
Söyleyecek söz yoksa tavuk gibi gıdaklar
Makinalı tüfekmiş silah gibi dudaklar
Kadın fendi neslinde bir cini bile yendi
Adam dağlarda Çoban
Çoban garip sessizmiş
Sessizmiş çıkmaz sesi
Sesi zürafa gibi; duyulmazmış nefesi
Nefesi de kesilmiş gelince eve gelin
Gelin görün kadını anlatmağa örnek yok
Yoktan-vardan anlamaz açgözlüymüş üstelik
Üstelik bir de şirret acı sözlüymüş dilden
Dilden-dile yayılmış adamın vaziyeti
Vaziyeti anlatmış el açıp da Rabbine
Rabbine sunmuş derdi çektiği eziyeti
Aziz Rabbim görensin
Kaderleri örensin
Ya kurtar bu garibi
Ya da güç ver dirensin
Dua-dua üstüne
Yıllar geçmiş aradan
Devam etmiş kastına
İllet etmiş karıdan
Zavallı hali naçar Çoban koyun güderken
Başka bir yayla seçer burda ot azdır derken
Çok da uzak bir yermiş gitmezmiş kimsecikler
Varınca kilim sermiş dinlenmiş yemek yerken
Demiş ki suyum yetmez bir sıkıntı takınmış
Yorgunluk biter bitmez etrafına bakınmış
Bir de görmüş yamaçta bir kuyu onu bekler
Su bulmak var amaçta zaten çok da yakınmış
Bir koşuda varmış kuyuya:
Üstü kapalı kuyu yassı bir taş kapakla
Atakla çekmiş taşı alayım demiş suyu
Kuyu dibi parıldar örtüyü kaldırınca
Doldurunca kapamış terbiyelidir huyu
Çoban eve dönünce hadiseyi anlatmış
Çınlatmış ortalığı karısı aç gözüyle
Sözüyle de kuyuda hazine vardır demiş
Yemiş-yemiş çobanın başını dara komuş
Karısının aklına kuyu etmiş çıbanı
Çobanı katmış öne düşmüşler dağa-yola
Yola-yola adamın aklını almış baştan
Baştan söylemiştim ya bu kadın gelmez yola
Derken
Varmışlar kuyunun başına:
Kuyuya indirirken beline ip bağlamış
Kadın aşağı inmiş hem de en dibe kadar
Çoban tutmuş ucundan Eşe yardım sağlamış
İp birden kaçmış elden işte bu olmuş kader
Çoban etmiş illallah karısını paylayıp
Yeter senden çektiğim kal da geber inşallah
Örter kapağı birden işte böyle söyleyip
Dönüp de gelir eve ağzı sıkı maşallah
Günleri böyle geçer huzurluymuş sofrası
Kurtulmuş ya köylüler Cadı zaten hakirmiş
Komşular da sormamış kimsenin çıkmaz sesi
Uzun lafın kısası İçten-içe şükürmüş...
Aradan çok uzunca bir süre geçti derken
Yine de meraktadır aklı kuyuda bazen
Yerken içini şüphe kurtulsa da karıdan
Yazan kader olunca bir kurt düşmüş beyine
Uyanmış uykusundan gecenin bir yarısı
Yaman bir düşüncede gitmeğe karar vermiş
Karısı ne durumda üzerini giyinmiş
Durmuş yola koyulmuş hiç geçirmeden zaman
Sabah gün ışırken varmış kuyuya
Kuyunun üzerindeki taşı hafifçe
Yana iterek içeriye bakmağa çalışırken
Kuyudan bir cin çıkar Allah şükür diyerek
Taşı iter süratle kuyuyu hemen kapar
Eğerek başcağzını selam verir koyudan
Öper çobanı sarıp akıtıp sevinç yaşı
Öylesine kalır çoban çıkaramaz bir mana
Şaşkınca bir bakışla süzer cinin halini
Sana ne yaptım da sevindin söylesene
Selini akıtırsın gözlerinden taşkınca
Diyerek bir sual edince
Cin:
Yıllar yılı burada saklanmıştım günahtan
Ermek için murada bahşedilen felahtan
Geldi bir cadı kadın altı ay kadar önce
Dedim çare nerede beter çıktı her ahtan
Tövbemi tuttum yine sabır ile sakındım
Dert ile yandı sine çaresizce bakındım
Yemin ettim kim gelip bu kapağı açınca
Ne dese kendisine bahşetmeği çok andım
İşte durum bu senin için yapmamı istediğin bir şey varsa emrin olur
Dile benden ne dilersen demiş
Ben bir garip çobanım baharım geçti gitti
Sürerim bu dönemde şu ömrümün yazını
Bizim memlekette varlı bir sultan yaşar
Gelin almak isterim işte onun kızını
Baharım naçar geçti nasıl oldu hiç sorma
Mutlu sürmek isterim hayatımın güzünü
Sakın ha soru sorma bu da sana bir şartım
Umarım mert birisin ve tutarsın sözünü
Cin demiş ki kolaydır alırız prensesi
Bir ince oyun yapar kırarız her nazını
Ben onu hasta eder cinletirim dellenir
Sen gelip sağ edersin olur nikâh izini
Bir şey anlamaz garip
Çok şaşırır bu lafa
Sualle cevap verip
Der ki anlat bu safa
Avcı avını kollar
Olmasın sakın tuzak
Zaten haram bu yollar
Cincilik bana uzak
Gülümsemiş Cin ona demiş bak anlasana
Ben kızı delirtirim kolaydır bu iş bana
Kimseler derman olmaz Allah’ın izni ile
Babası çare desin kızına yana yana
Hekimler türlü yolu denesinler nafile
Biraz sabır ederek sıranı sakla sona
Sultana şart söylersin nikâhı ödül ile
Dersin sağlık bulunca ben talibim kızına
Seni gelmiş görünce giderim ben rızayla
Yeter diye fısılda ikiletmem hiç sana
Mademki dostuz dedik bana şu sözü söyle
Kızı aldıktan sonra herkes kendi yoluna
Bir yerlerde duyarsan bir cin olayı böyle
Sakın ha gelmeyesin bil sebep benim buna
Çoban söz verir candan
Der ki dürüst herifim
Duysam gelmem arkandan
Ahde sadık şerifim
Oyunu uygulamaya koyarlar Prenses cinlenmiştir, Ülkenin dört bir yanından
Cinciler sihirbazlar hekimler gelir fakat kızı kimseler Sağlığına kavuşturamaz... En sonunda çoban saraya gelir Padişaha şartını ileri sürer Padişah böyle bir derde dermen olacak olan kişiye kızımı seve seve veririm der
Anlaşma yaptıkları gibi Çoban Cin'e fısıldar
İşte geldim ey dostum
Hadi bırak git kızı
Sana olmaz bir kastım
Tutarım verdim sözü
Yolların açık olsun
Çokça razıyım senden
Ömrün neşeyle dolsun
Bir arzun var mı benden
Cin cevap verir
Dostluğun baki bende
Arzum dürüst kalasın
Güvenim vardır sende
Bunu böyle bilesin
Prenses iyileşir.
O şaşalı düğünlerden biri yapılır. Çoban artık sarayda prens olmuştur. Mesut bahtiyar yaşamaktadır. Son derece iyi huylu olan bu çobandan olma prensten herkes memnundur.. Bu mesele dört bir yanda duyulmuştur
Bu arada, komşu ülkeden elçi gelir, komşu ülkenin Prensesi de cinlenmiştir
Kimseler onu iyileştirememiş, dahası O ülkenin Padişahı Prens'i kızını tedavi için davet etmektedir Padişah komşu ülkenin sultanı ile çok iyi dosttur
Prens'e bu işi halletmesi için ricada bulunur ancak Çoban-Prens olmaz yapamam diye tutturunca karısı bunu sebebini sorar Çoban önce anlatmak istemez Kadın bu ya o meşhur tabir ile Kocasının altından girer üstünden çıkar
ve de meseleyi anlattırır Prens her ne anlatırsa anlatsın kendisini boşamayacağına ve bu anlattıklarını kimseye anlatmayacağına söz alarak
Olanları anlatır
Sözümü nasıl yerim
Gitsem Cin'e ne derim
İşte böyle vaziyet
Budur benim kederim
Karısı biraz düşünür
Der ki sen merak etme Cin'e varınca
Böyle söyle diyerek bir akıl verir
Bu mesele aslında tarihte eskidendi
Kadın fendi neslinde bir cini bile yendi
Prens varır Ülkeye Cin içerler dostuna
Namert mi çıktın yoksa varamadım kastına
Böyle deyip prense bir azarlar üstüne
Bu mesele aslında tarihte eskidendi
Prens demiş sakin ol bir haberim var sana
Kurtulmuş kuyudaki o felaket curcuna
Haber almış yerini gelmektedir bu yana
Bu mesele aslında tarihte eskidendi
Cin bunları duyunca terk etmiş o diyarı
Yine başka bir kadın vermiş ona ayarı
Hanım deyip geçmeyin bu da olsun uyarı
Kadın fendi neslinde bir cini bile yendi
Aykıri-Cahit Telkök 21-04-2012
Cahit TelkökKayıt Tarihi : 21.4.2012 21:13:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
kutlarım
Kadının biri golf oynarken topu ormana kaçmış.Topunu aramaya koyulmuş ve tuzağa yakalnmış bir kurbağa görmüş.Kurbağa ona,'Beni bu tuzaktan kurtarırsan,sana 3 dilek hakkı tanıyacağım'.Kadın onu kurtarmış,kurbağa da 'Teşekkür ederim,ama sanadileklerinle ilgili bir koşulu söylemeyi unuttum.Ne dilersen dile,kocan 10 kat daha iyisine veya fazlasına olacak!'Kadın 'Tamam' demiş.İlk dilek olarak dünyadaki en güzel kadını olmak istemiş.Kurbağa onu uyarmış,'Bu dilek,senin kocanı da dünyanın en yakışıklı adamı yapacak ve kadınlar onun başına üşüşecek 'Kadın.'Bu önemli değil,çünkü ben en güzel kadın olacağım,onun gözü benden başkasını görmeyecek'abra kadabra ve dünyadaki en güzel kadın olmuş.İkinci dilek olarak,dünyadaki en zengin kadın olmak istemiş.Kurbağada 'Bu kocanı dünyadaki en zengin adam yapacak,senden 10 kat zengin olacak'demiş.Kadın önemli değil,çünkü benim olan onun onun olanda benimdir',abra kadabra ve dünyadaki en zengin kadın olmuş.Kurbağa,üçüncü dileğini sormuş kadın 'Hafif bir kalp krizi geçirmek istiyorum' demiş...
MASALSI ŞİİRİNİZİ VE EMEĞİNİZİ KUTLARIM.......
SEVGİLERİMLE........
TÜM YORUMLAR (16)