Her birimiz, adam gibi adama rastlayamamaktan müştekiyiz de, hiç soruyor muyuz kendimize;
“Diyelim ki ömrünün bir yerinde rastladın bu adam gibi adama, peki sen kadın gibi kadın mısın”? diye
Adam gibi adam da muhtemelen, kadın gibi kadın bulamamaktan muzdariptir doğal olarak. O zaman öncelikle, çuvaldızı başkalarına batırmadan evvel iğneyi kendimize batırmayı öğrenmemiz gerekiyor.
Tekmil-i kelam, sıradan adam istemiyorsan, sıradan kadın olmayacaksın vesselam.
Yani
Saçın ister uzun olsun, isterse kısa, sen hem akıllı olacak hemde aklını doğru kullanmayı bileceksin.
Dinle sevdiğim, bu ayrılık saatidir.
Dünya var olalı beri çirkin ve soğuk,
Erken içeceğimiz bir ilaç gibi.
Tadı dudaklarımızda acımsı, buruk.
Bu saatte gözyaşları, yeminler,
Boş bir tesellidir inandığımız.
Devamını Oku
Dünya var olalı beri çirkin ve soğuk,
Erken içeceğimiz bir ilaç gibi.
Tadı dudaklarımızda acımsı, buruk.
Bu saatte gözyaşları, yeminler,
Boş bir tesellidir inandığımız.
Alkışşşşş
Tam puanımla kutluyorum...sevgiler.
başlıkta özötlemişsiniz kaleminize sağlık aanlamlı bir çalışma olmuş selamlar
Bir önceki “ Erkek Değil , Adam Olmak “ yazısının devamı ve başka bir versiyonu olan “ Kadın ya da Adam, İnsanlıktır Aslolan “ yazısı da tıpkı önceki gibi sert bir üslupla yazılmış, parnasist özellikleri ile dikkat çeken bir deneme yazısı niteliğindedir. Deneme demişken yani yeri gelmişken bu konudaki düşüncelerimi bir bilgi aktarımı olarak buraya eklemek istiyorum.
Deneme yazısı denince son zamanlarda farklı bir şey anlaşıldığını hissediyorum. Deneme ilk kez bir nesir yazma çabası değildir.Edebi anlamda Deneme;
Herhangi bir sorun üzerinde, yazarın kesin sonuçlara varmadan, kendi kişisel görüş ve düşüncelerini anlattığı yazıdır. İnsanı ve toplumu ilgilendiren her şey (aşk, sanat, yaşam, ölüm, felsefe, din ) deneme konusu olabilir. Denemede iddialar, tezler fikirler vardır. Denemede kesin kurallar yoktur. İddiaların ve ve fikirlerin ispatlanma zorunluluğu da yoktur. Yazar bazen kendisiyle konuşuyormuş gibi bazen de biriyle sohbet ediyormuş gibi yazar.
Deneme türünün babası Montaigne kabul edilir. Çağdaş Türk Edebiyatımızdaki temsilcilerinden bir kaçı Ahmet Haşim, Nurullah Ataç, Ahmet Hamdi Tanpınar, Melih Cevdet Anday’ dır.
Şimdi gelelim deneme yazımıza. Bir öncekinde cesurluk, sakinlik, ağırbaşlılık,soğukkanlılık,sadıklık, açıklık,netlik. Mantıklılık,dürüstülük, namusluluk, akıllılık, insanilik, kültürlülük,bilgelik, edeplilik, mertlik,eminlik, anlayışlılık, güvenirlilik gibi fazilet ve erdemleri adama ( erkeğe ) yükleyen yazarın, gözden kaçırdığı birkaç ince detayı belirtmem gerekiyor. Bu fazilet ve erdemlerin bir cinsi ayrıma tabi tutması ya da bir cinse dahil etmesi isabetsizdir. Bu özelliklerin cinsiyeti olmamalıdır. Diğer bir nokta ; bu özelliklerin bir arada olduğu bir insan ( umarım kimse bunu yanlış anlayıp kullanmaz ) peygamber vasıflarına sahip olması gerekir.
“ Kadın ya da Adam, İnsanlıktır Aslolan “ yazısında ise karşıt cins değerlendirilmiş, tıpkı adama ( erkeğe ) yüklenen benzer fazilet ve erdemlilikler bu kadına ( insana ) yüklenmiştir. Yorumumun başında da belirttiğim gibi sert bir üslup kullanılmış. Sokak dili ile ( yani samimi, yani bizim gibi ) yazılmış olmasına rağmen sempatik ve kabul görmesi muhtemel görüş ve fikirlerin belirtildiği bir hayat görüşünü yansıtmaktadır. Gelecek zaman ya da zorunluluk ekleri yerine gereklilik kiplerinin kullanılmasının daha doğru olacağını düşünüyorum. Yani bu şekliyle edebi yazıma daha uygun düşeceğini sanıyorum.
Genel olarak çalışmalarınızdan dolayı sizi kutluyor, edebi yaşantınızda size başarılar diliyorum Rukiye Hanım.
doğru tespitler her iki taraf içinde tebrikler rukiye hanım saygılar
harika bir çalışma olmuş. bu yazı düşüncelerimeze destek oldu. Tebrikler
HAYATINI MANA İLE TAÇLANDIRANA NE MUTLU
GÜRUHUN İÇİNDE KAYBOLANIN VAH HALİNE
USTA KALEMİ KUTLUYORUM
Bundan öncekini de okudum . Şimdi bunu okuyorum ve ilk defa yorumlayacağım. Aslında yorum da denmez ama bir öncekinde ve bunda bazı erdemli anlayışları karışık bir biçimde anlatmış olduğunuzu görüyorum. Genel olarak bir itirazımız olmayacaktırtabi. Ama biraz lümpen bir ağzınız var. Keşke bunları daha yumuşak bir şekilde yazsaydınız. Bu arada bir önceki yorumu okumuş bulundum ve sadece üzüldüm. Çünkü hala adamlık ve kadınlığın cinsi tercihler ya da cinsi ayrımla ilgili olduğu anlayışı şairler olarak bildiğimiz kimselerin anlayışı olabiliyorsa offff of...
Üstelik yorumu yapanın da dediği gibi orda en iyi adam ya da kadın değil. en iyi adam sanatçı ile en iyi kadın sanatçıyı seçmişler. Yani anlaşılması gereken ve değerlendirilmesi gereken olgu sanat ve sanatçı kimliğidir.
Böyle olur kadın.
Her alanda dejenere olmuş bir toplumudayız maalesef.
Hatırlıyorum da bir tarihlerde,yılın en başarılı bayan sanatçısı Bülent Ersoy,en başarılı erkek sanatçısı Zeki Müren seçilmişti.Kurban olduğum memlekette sanki kadın gibi kadın,erkek gibi erkek kalmamış gibi.Seçenler önemli değil tabii.Ama tepki göstermeyenler hatta alkışlayanlar uzaydan gelmemişti.
Tebrikler Rukıye hanım.
Gönülden tebrikler.
insanlığı ve dostluğu içine sindirmiş usta kalemi kutluyorum
Bu şiir ile ilgili 10 tane yorum bulunmakta