--Kadın ve toplum Şiiri - Ahmet Bektaş

Kadın ve toplum

Beşeri veya İlahi her sistemin kanun ve kuralları vardır. İnsanın mahiyetinde noksanlık olduğundan, hiçbir sistem tam mükemmelen uygulanamamıştır. Mükemmellik nispidir, görecelidir.
Bütün sistemlerin kapsam dışı olanlar için kişisel hak ve hukukları belirlenmiş ve kabul edilmiştir. Zorlayıcı sistemler ise tarih boyunca kabul görmemiş ve kötü anılmaktadır. Firavunların ve faşistlerin düzenleri, v.b.
Yeryüzünde geçerli olan en son semavi din olan İslam dininde de tabi olmayanlar için haklar ve hukuklar belirlidir.

Şimdi günümüz uygulamalarını değerlendirelim;
İnsanlar diğerlerinin kıyafetini, yasaklama ya da düzenleme derdine düşmüş! ? ...
Kimi din adına kimi laiklik adına kıyafete karışıyor. Her iki durumda da kişisel bir özgürlük olan kıyafete karışmaya hiç kimsenin hakkı yoktur! Hiçbir grup kendi sistemine herkesin uymasını emretme yetkisine sahip değildir. Sistemlerin yaptırımları temel kişisel hakları kısıtlayıcı olamaz. Kural, kanun ve tavsiye birbirine karıştırılmamalı. Tavsiyeler emir şeklinde olamaz. Kurallar, kanunlar da kişisel hakları sınırlayıcı olamaz.

Sonuç:
İster dini, ister beşeri sistemi seçmekte özgür olan bireye; toplum kendi doğrusunu dayatamaz. Bu nedenle şu an yapılan türban kavgası anlamsızdır. Kıyafetin karşısında olmak veya yanında olmak kimseye fayda sağlamaz. Zararı çoktur!
Laiklik dinsizlik değildir!
Beşeri olan kanunlar ve kurallar çoğu zaman dini kurallarla örtüşür. Bu durumda sırf dinde var diye o kuralı reddetmek çok tehlikeli sonuçlar doğurur. Hırsızlık ve cana kasıt bütün dinlerde haramdır, beşeri sistemlerde de cezalandırılır. Dinde var diye laiklik adına serbest mi sayılmalı! ? ...