İkisi de sürükleyip götürüyor ne varsa
Kadınla nehir arasında bir fark göremiyorum
Buluşuyor bir anlam iki sözcükte
Saçları omzundan akıyor birisinin
Ötekinin mızrağı saplanıyor denize
Biri ihanet istemez, köprü istemez öteki
Kadından ve nehirden ancak aşkla geçilir
Biri geyik barındırır sularına eğilen
Öbürü acıyı koynunda geliştirir
Maraton koşusuna benziyor ikisi de
Düş çalarken suçüstü yakalanmış
..........
..........
Kayıt Tarihi : 14.8.2011 18:32:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Yarabbi sen bizi cin ve ins şeytanlarının tuzaklarından muhafaza eyle,bize çekemeyeceğimiz acıları gösterme.Amin.
Akmasın çevrelerinden içlerine zehir,
Bir yandan çoşarlar,bir yandan taşarlar,
Tüm insanlar peşlerinden bakakalırlar,
Yüce yaradan her iki varlığı o kadar güzel vucuda getirmişki kıymetini bilmek gerekir.Değerli şair güzel bir konuya parmak basmış ve güzel bir eserin altına imza atmış.
Yine bugün anaların yüreklerine ateş düştü.Şehitlerimizin mekanları cennet olsun.Nurlar üzerlerine yağsın .Ailelerinin başı sağolsun.
Bir gün gelecek bu kendini bilmez onun bunun cocukları ve yandaşları hak ettiklerini bulacaklardır.Türk milleti o kadar yücedirki bu kendini bilmez onun bunun cocuklarına ve yandaşlarına cevap verecekki kaçacak delik bulamayacaklar.
Hani teşbihte hata olmaz Amerikada bir savaş vardı?....
Biz Türk milleti çok kandiller söndürmüştür, orada barınan onun bunun cocukları ve yandaşlarınında kandilinide,
soyunuda,sopunuda söndürür mezara gömeriz.Asıl bunlara yataklık eden ve içimizde bulunan yaşayan ve bu vatanın ekmeğini suyunu içen onun bunun cocukları ve yandaşları bu gün ipler kopmuştur. Sizler tarih boyunca diğer milletlerin uşağu olmuş ve hep hakettiğiniz muameleyi görmüşsünüz.
kuş beyinliler:yaşadığınız gördüğünüz kıymetin değerini bilemeyen onun bunun cocukları ve yandaşları.Defolun nereye gidecekseniz gidin, yoksa çok yakında defolup gidecek yer ve mekan bulamayacaksınız.
Şehitler ölmez vatan bölünmez.Türkiye Cumhuriyeti Daima
Payidar ve Türk Oğlu Türk Kalacaktır.Bunun aksi dahi düşünülemez.Yeter ulan!..artık sabrımız sona ermiştir.Vergiyi veren biz,elektriği,suyu ödeyen biz,okulu yolu her türlü hizmeti veren biz.Daha ne istiyorsunuz allahtan belanızımı istiyorsunuz.Geliyor yüce Türk milletinin devleti ve mehmetçikleri geliyor.İtler gibi kaçacak delik bulamayacaksınız.İtsiniz,it başkalarına kapı kulluğu yapacak kadar itsiniz.tarih boyunca ittiniz it kalacaksınız ,tabiki kalabilirseniz.
Bu yüce vatan atamızdan ve Atamızdan bizlere emanet.Kanımızın ,canımızın son damlasına kadar ne pahasına olursa olsun onu korumaya ve yaşatacağımıza söz veriyoruz.Bayrağımızı semalarda dalgalandıracağımıza söz veriyoruz.Bu vatan uğruna şehit olan şehitlerimizin kanını yerde bırakmayacağımız söz veriyoruz.
NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE.
ATAM İZİNDEYİZ.
HEP BÖYLEYDİ VE HEP BÖYLE KALACAK.
Çıngıraklı Gelin Kız (DEPREM)
Yurdumun nazlı gelin kızı,
Güzel Marmara’m.
Eteklerin zil çalardı her gece,
Denizde, sahilde, parkta, bahçede…
On yedi Ağustosta, bu gece,
Neden tez bitti eğlence!
Nazlı gelinim,
Neden karalar giydin,
Yeşil elbisen üstüne?
Ne arar gözlerinin feri,
Gecenin gözlerinde?
Mahzunsun bu gece,
Ağrın, sancın mı var?
Neden baykuş sesini,
Ağustos böceğinin sesine katar?
Bir sır var bu gecede,
Ateşler içinde kara yazılı gelin,
Uzanmış boylu boyunca yatar.
Meydanlarında top oynar in cin.
Akrep üçe yaklaştıkça,
Gölcük’te gelin kızın yüreği,
Gümbür gümbür atar.
Ve o uğursuz saat gelir çatar.
Titreyince gece,
Titrer elindeki binlerce gizemli çıngırak,
Sarsılır gök ve deniz...
Mavilikler tutuşur el ele,
Sarsılır şehitlerimin yadigârı,
Kutsal toprak,
Karışır bir meçhul sele.
Marmara’mda başlar deniz nerede,
Biter toprak nerede?
Sallanır gecenin elinde binlerce çıngırak,
Sarsılır zengin, muhteşem konak.
Öter içi çın çın; dışı çın çın...
Sarsılır demire aç,
Çimentoya aç, dev apartman.
Tir tir titrer yoksul gece kondu,
Yaşlı barınak...
Öter içleri çın çın, dışları çın çın...
Sokakta yükselir nidalar:
‘’Deprem var! Kaçın kaçın! ’’
Can tatlı, kaçsın!
Lakin nereye, nasıl kaçsın?
Uyku, ölümün tatlı yüzü,
Nasıl dirilir hastası, yaşlısı, öksüzü!
Nasıl kaçar koca koca apartmandan,
Telaşlanan şuursuz insan?
Korkmadım Allah’ım,
Hiç bu gecedeki kadar,
Ayaklarımın altından,
Döşemeler kayar;
Üzerime üzerime gelir,
Karşımdaki duvar!
Haydi, ben bir başınayım,
Varsın yok olsun evim barkım,
Hatta razıyım çıksın canım!
Ya üst kattaki Hüsniye ablam...
Yaşlı yatalak halası,
İşçi emeklisi babası,
Üç çocuk, bir de kocası,
Yıkılırsa yuvası,
Dayanamaz Poliyanna ruhlum,
Düşüncesine bile dayanamaz,
Kalp hastası, zavallı Hüsniye ablam!
Yalvarırım Allah’ım,
Yörüngesinde dönsün duran Dünya!
Seyrinde aksın gayri işlemeyen zaman,
Yalvarırım çökmesin,
Çökmesin barındığım bu apartman!
Sussun,
Sussun gayri şu zehirli çıngırak,
Ne zormuş, aah...
Ne zormuş dünyada cehennemi yaşamak!
Canım Marmara’mda yaşanan kıyamet anı,
Can pazarı...
Pazarda satılan ayva nar değil,
Kaybımız büyük,
Anlatılacak gibi değil!
Yanıp yıkılan,
Yalnız ev, apartman,
Bağ, bahçe değil!
Kanayan yanımız,
Yalnız el ayak, kafa, kol, bacak değil!
Karayazılım gelinim, nasıl anlatayım?
Acımız büyük,
Kaybımız yalnız yaşlılar,
Çoluk çocuk değil!
Yitirdiğimiz can bir değil,
Bin değil, on bin değil!
Karayazılım;
Yok olan yalnız insanımız değil;
Umutlarımız, geleceğimiz değil,
Denize verdiğimiz vatan toprağımız değil!
Nasıl anlatayım, nasıl,
Canım Marmara’m,
Senin kederini anlatmaya,
Benim şairlik gücüm yetecek gibi değil!
Necip Zeybek
TÜM YORUMLAR (15)