Kaygım, korkum ve endişelerimden,
elim ayağım buz kesiyor.
Geceleri yatakta fır dönmekten bitkinim..
Yastık altında, dilim damağım kuruyor
çocuklar olmasa, buralarda dakka durmam
Uzaklarda ufak bir ev tutar, geçinip giderim.....
Beni bu hale, adamın hoyratlığı getirdi!
Sabahları Daireye her vardığımda
kaş göz arası bakışıyla beni düzenleri,
sanki görmüyormuyum?
Sokaklar,üstüme geldikçe
kendimi çook kötü hissediyorum!
Aklıma ne pis şeyler geliyor Allahım!
Mutsuzluğumu bir kusabilsem ortaya!
Bu ara olur olmaz herşeye gülüyorum.
Dairede Selami bilhassa Erol
şehvete saklı dosyaları masama koyduklarında
“Güzelim, senden iyisimi var,
Allah gülen yüzünü soldurmasın“ demelerine
"lanetler" diyorum içimden..
Büyük KIZ, Üniversiteye başlıyacak
Masraflar korkutuyor beni,
üç kuruşu bogazdan kessem ne olur ki?
“yama tutmazsın Hülya“diyorum kendime..
Erkekliğine toz kondurmuyan kocamın,
en iyi becerisi, hayattan hep sıvışmasıydı...
Düğün salonunda,
Resim sergisinde
Otobüs durağında
Vesveselerim büyüdükçe büyüyor.
Vayy be, SALI günü tam 30 yıl oluyor evleneli!
Hala bahar gelecek Pencereme!!
Küçük KIZI Cuma günü okuldan atmışlar,ne yaptıysa!
Varya, bu adam öldürecek beni,
bir kez olsun çocuğu merak edip, peşine gitmedi
kiminle düşer,
kiminle kalkar ne yer ne içer, diye.
Yavrum eve döndüğünde,
içeriye öyle ağayarak girdi ki,
yastık altında öle yazdım!
Kan ter içinde doğruldum,
“ şükür rüyaymış“ deyip sevincime tüü dedim..
Ürpertim derimde donuyor, Zemheriden beter.
Midem, acılarıma kan kusuyor
ölümüm, belkide bu ani sıçramalardan olacak.
Ateş vurıunu,
vadeli,
sıralı ataklarıma gücüm yetmez oldu.
Kızıyorum kendime
"damla Rakı, senden cesaretli be korkak" diyerek.
Bazen Parklarda,Kanepe Kanepe
"bir dost eli, bir tatlı bakış" arıyorum!
Sağırlaştıran o ses
havada, korku filmi fonunda hep peşimde!
Geceleri eve geç gelen kocamın
şangurt şungurtlu Anahtar sesinden nefret ediyorum!
Selam vermeyen isteğine
Rahat bırak beni lütfen diyorum!
Uykum var,
Sabah erken işe gideceğim..
Ekmek,katık üst baş gerek!
Yarabbiii yardım et ne olur!
Bir mucize olsa,
hayatıma dair ne varsa!
Ne olur bir kez bayram olsun,
olsun ki
Güneş´e baka baka gerneşip, hayal kurayım..
Mesela karlı bir gecede,
köy yolunda arabam bozulsa
ve Kurt sürüsü yetti yetecek olsa
ve bilmedigim parçalara,
aptalca dokunarak tamir etsem
ve gülen çıglığım ovayı yırtıp geçse..
Ya da halay sonundan tutup,tersine tersine hotlasam
Ne bileyim
Uzak doğuya yasaklı bir Kargo uçagıyla,
Kedimle gitsem
Hong Kong da,
Shangri La da Kral dairesinde
Tekirdag Gold Serisiyle başım dönse!
Koca Dünyam püfür püfür
bir yanım Kanada göllerinde
öte yanım kutsal inek vadisinde gezinse,
gezinse diyorum
diyorum da
bilmiyormuyum
Dünyamın, el kadar Bozkırdan ibaret oldugunu
Ankara,
Konya
ister Vilayet ister köy say..
Hayallerim nefes almadan ölür.
Güneş´im ögle vaktinde batar
Balkona kar yağar Agustos ta.
Cam gerisinde
Ustra elli ölümün nefesi, ensemde kokar..
Ne oluyor bana böyle?
Alt üst oluyorum her gece..
Neden, gülmem bile başkalarına bağlı?
Beklentim yedi kapı gerisinde müebbetle oturur!
Büyümüş korkularımı
bir vakit,yaş bezinen silip atabilsem!
Nefret ediyorum Telefonlardan,
en kuytuda bulup sorguluyor beni, nerdesin be kadın?
Ferim niye bitkin?
Anlamıyorum Kimya dan,
Matematik denklemlerinden.
Sorun ne?
Kalabalık kimsesizliğim mi?
Paramı?
Yada kokusu şehrimi vutan,
Su kenarında Çakallara yem olan leşim mi?
Lütfen biri bana akıl versin!
Güveneceli işim yok, ondan olabilir mi?
Aslında şansım yaver giderse, yakında emeklide olabilirim.
Yok yok, bu öyle yenilir yutulur kayğı değil!.
Yıllarca Halı altına süpürdüklerim büyüdükce büyüdü!
Kafamın içinde
uzun Metrajlı Film çekiyorum
hemen,
hemen şimdi..
Sahne 1:
Otel odasında;
Komut geliyor,
Kamera!
Yalaka bir erkek,
sevginin ardında buketli dolanırken
Sahneye emizlikçi kadın girer,
Çarşaf, Havlu, Yastıkyüzü ne varsa
toplayıp, Makinaya doldurur
ve sayıp söver korkmadan,
bilhassa elleri titremez
“hepinizin canı Cehenneme pis varsıllar” deyip
Ayarı verir..boş vaatlere tükürerek !
Sahne 2:
Otel odası;
Komut,
Kamera!
Ayaklarım titriyor odaya girerken
temizlikci yanımda,
göz ucuyla onu süzüyorum
yarabbi ne kadar dik ve marur diyorum!
Imreniyorum tınmayan yüreğine,
birden elimden tuttugu gibi
korkularımı pat diye yerin dibine gömüyor!
Akşam Güneşi, Perdeme her düşdüğünde
Sahneler bir bir kaybolup gidiyor
ve sol elimden koluma Karıncalar yürüyor
Artık biriken notların topunu,
kagıt doğrayıcıya doldurmanın zamanı geldi diyorum!
Bilinmeziliğimde
Atar damarıma
Masada aptal Planıma,
kimsesiz limanıma konar Yarasalar.
Cüzdana hapsolan endişelerime
bitik halimle, avazım çıktığı kadar
kirlenmiş Dünyamdan bagırıyorum!!
Aloo, orda insan yokmu?
Lütfen biri elini uzatsın!!
Haydar Metin
Kayıt Tarihi : 12.11.2017 15:15:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Haydar Metin](https://www.antoloji.com/i/siir/2017/11/12/kadin-ve-kaygi.jpg)
Kutluyorum çalışmanızı...
Selam ve saygılarımla.
TÜM YORUMLAR (3)