'kadın ve günaydın...... '

O kadın bugün nasıl olmalı?
Bana sorarsanız ki, henüz tanışmadık;
gözlerimin yamacında, dünyamı kaydırırken, elimi tutmayacaksa,
kıraathanelere dadanacağım.
Kağıttan bir şey anlamadan,
ne üçe dört olur benden, ne de yancı.
Zaten bir iki çay içmeye mi yaşıyoruz bu hayatı?
Kadın elimi tutmazsa dert olur,
haydi tutmuş olsun, çayı da koymuş, o zaman günaydın.

Gözlerine, gözlerimi giymelidir kadın.
Yazı, kadının dudaklarından betimler şair.
Bir yerden geçerken aklına gelir,
çocuk tebessümü kadar sıcak basar dünyayı.
Geçme ihtimali olan yerlere günaydın.

Başımıza güneş de geçebilir,
tut ki anlamayalım, bu çocuk yaşta hayatı,
yaramaz olsun bu şiirde.
Az olan yarama, merhem olana da günaydın,
muhattap olduğun dünya yüzüne de.

Yolun düşerse bırak sarmalayayım,
zamana sürtünmüş yaralarımızı.
Denk getirip kapatabiliriz,
zedelenmiş bir yarayı, bir diğeriyle.
Deniz gözlerin gözlerimde kalsın yeter.
Denizin en saf haline de günaydın.

Fikrin bende tükenene kadar günaydın.
Dilimi damağıma mıhla çaksalar,
gözlerimden günaydın.
Gözlerimi dağlasalar yâhut, dağları aşamaz mısın?
O zaman, büyük şehirlere dar olan gövdene günaydın.

ve al bu şiiri aşka yor,
bin, bir gecenin terkisine,
binbir gece yor.
ertesi günaydın.

viranebirdivane/