Ah kadın milleti, ah şu erkekler,
Cinsi lâtiflere, ne diller dökmüş.
Utangaç tavırlı, hele ürkekler,
Sevgili önünde, diz üstü çökmüş.
Kimi “selvi boylum” diyerek söze,
Kimi meftun kaşa, kirpiğe, göze,
Kimisi damardan, girince öze,
Ciğerinden dalıp, yürekler sökmüş.
Kalpler perçinlenmiş, gözler ok atmış,
İçten bir gülücük, cana can katmış,
Biri kur yapınca, biri naz satmış,
Sevda denilen şey, ateşten örkmüş.
İlk başta uçarlar, sanki kanatlı,
İltifat ziyade, tatlı mı tatlı,
Abartılı sözler üst üste katlı,
Umurunda değil, abaymış, kürkmüş.
Bütün bir parçanın yarısı teki
Atlas döşek olmuş, hasırlı seki,
Zaman durmuş san ki, mekânda ne ki?
Samanlık seyranmış, saraymış, köşkmüş,
İş işten geçince nedamet başlar,
Suratlar asılır, çatılır kaşlar,
Ummadık zamanda gelince taşlar,
Aranır asalet, soy sop la kökmüş.
Hele iki taraf yüzgöz olunca,
Sevginin yerine öfke dolunca,
Birliktelik gitmez eski yolunca,
Yaralı her zaman bunlardan ürkmüş.
06.08.2011..Mustafa YARALI
Mustafa YaralıKayıt Tarihi : 7.8.2011 00:35:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!