Kaldırımlarda düşmüş bir burun görürseniz, hiç şüphesiz o bir erkek burnudur. Ardından çekemediği ağırlıktan koparak, kokusunu aldığı cinselliğin cazibesine kendisini heba etmiştir. Kelin veya körün böyle bir fanteziye realitede kabul görür hiçbir mazereti olamaz.
Olasılıkların, olmuş bitmiş olayların, düşüncenin fevri bir yanı olduğu gibi onun aşırısı bilinç altıda vardır. Yaşam kültüründe, erkeğin ve kadının oturduğu veya oturtulduğu yerler her ne kadar bariz ve belli olsa da, cinsiyet farlılıklarından gördüğümüz yeni farklı aktiviteler ilk etapta bizleri şaşırtır ancak zamanla anlarız ki, bütün gelişmelerde olduğu gibi buda doğallığın bir gereğidir. Nasıl ki geçmiş zamanlarda kadın genel olarak, salt anneliğe vazifeli, dış dünya ile arasında duvarlar örülü, evinin içinde hayat sürer, mahremiyeti yoğun bir varlık olarak kabul edilirdi.
Diğer yandan cinsellik her zaman vardı ama o sahipsiz kalmış veya özgürlüğü genelleştirilmiş bir kadına giydirildiğinde cazibe merkezi oluyordu. Hakikatte yakınlaşamadığı cazibeye kişi, düşüncelerinde kumpas kurar, hayallerini genişletir, böyle bir varlığın esenliğini yakın veya uzak yaşardı. Daha doğrusu kadını tarif eden yazan ve tahayyüllerini ifşa eden, hikâyeleştiren, edebiyatını yapan erkekti.
Neden sonra, (deyim yerindeyse!) kadın kalemi eline aldı. Elbette dünyaya geldiğinden beri düşünüyordu, hayalleri ve kuramları vardı ancak çığır açacak kanalları henüz yoktu derken çağın getirmiş olduğu imkânlar, fikri düşünceyi, ifadeyi kadın duygusallığında okuyup anlamamıza, öğrenip aydınlanmamıza neden oldu. Şimdilerde (belki) hala bu gelişmenin kabullenilmesinde bocalayanlarımız olabilir.
Denizler ortasında bak yelkensiz bıraktın,
Öylesine yıktın ki bütün inançlarımı;
Beni bensiz bıraktın; beni sensiz bıraktın.
Yazar, hemcinsi erkekleri yargılayarak yazısına başlamış ve bir kadının cinsel cazibesine katılan erkeğin ancak burnunun sürtüleceğini belirtmiş , cazibeyi de , keli de, körü de azarlayarak.
Yazıyı takip eden düşüncesinde fevri davranışların bu tür davranışları geliştirdiğini vurguluyor ve geçmişte mahremiyeti yoğun bir şekilde kabul edilen , anne sıfatıyla bilinen kadının cinsiyet farklılığından gelişen yeni aktiviteleri olduğunu , bunların da kişileri şaşırttığını söylüyor, ancak bunların neler olduğunu okuyucunun düşünmesini istiyor.
Sahipsiz kalan ya da özgür olan kadınların cinsel cazibelerini daha belirgin olarak ortaya koyduklarını ve erkeklerin de bu cazibeye ulaşamadıklarında düşleriyle yaşadıklarını kaleme alarak , kalemine konu ettiğini ortaya koyuyor.
ve bir zaman sonra kadını, kadının kaleminden dinlediğimiz yazılar yazılıyor elinde kalem olan kadınlar tarafından ;yazar, bu gelişmelerin pek çok erkek tarafından hazmedilemediğini , oysa birlikte olunan bir hayatın her iki taraf tarafından da ayrı ayrı kaleme alınmasının gereği üzerinde duruyor.
Yazısının diğer bölümlerinde her insan gibi. bir 'ana'nın evladı olan bazı insanların, ' ruh ve beden bütünlüğü ile kadın, mümkün olan her safhada, hemcinslerinin yaptığı yapabildiği işleri, yararlılıkları yine mümkün olan harikuladelikte yapar, yapabilir' dediği kadını , kadınla ilgili konuları bir araç olarak kullandığını ve bir 'kadın edebiyatı' yaparak iyiden, doğrudan, güzelden uzak bir şekilde kalemlerini kullandıklarını belirtmektedir.
Bütün bu düşünceler paralelinde yazar, siyasetimiz ve edebiyatımızın barış içinde ve huzurlu olması için elinde kalem olanların cinsiyetinin değil, yazdıklarının önemli olduğunu vurguluyor ve her zaman olduğundan daha çok düşünüp aydınlanmaya ihtiyacı olan insanlığın gelişmesi için 'kadın edebiyatı' yapıp 'kadını manevi mukaddesatından soyutlayarak üzerinden fayda, çıkar sağlanır bir araç, vesile haline getirip dönüştürmek ; bu basit bayağılığın edebiyatını, ticaretini, felsefesini yapmak ;bu çeşit anlayışı tabi karşılamak; bu tür gelişmeleri benimseyip hoş görü ile bakmak; o anlayışın basit ve bayağılığını teyit etmek' DÜŞÜNCESİNDE OLANLARI KALEM DİLİYLE KINIYOR.
Kadını yürek diliyle anlatmış yazarımız. Kadını takdir eden yürekler, dilerim ve umarım ki takdir edilip değer bulurlar. Saygı ile.
Kaleminizden çok güzel bir makale okudum. Gönül sesiniz hiç susmasın. Yüreğinizdeki güzellikleri hep paylaşalım. Şiirce bir yaşam dileğiyle. Tebrik ederim. Dostça Selamlar. Saygılarımla, Celil ÇINKIR
Bu şiir ile ilgili 3 tane yorum bulunmakta