Sen ki kalçalarınla dağları döven,
parmak uçlarınla yıldızları çizen,
kanın bir nehir ki kaynar karanlığın damarlarında
her damlası, fısıldar haykırışımı:
Sen, diyorum, yeryüzünün ilk şarkısı,
göğsümde patlayan bir bahar!
Saçların geceyi sürükler sulara,
her lüle bir köprü kurar aydınlığa.
Dudakların çiçek açmış bir volkan
öpüşlerin, lavları söndüren yağmur.
Ben ki kum tanesi, senin avuçlarında erir,
deniz olup tuzunu taşırım dilimde.
Bileklerin sarmaşık gibi sarar zamanı,
her düğümde bir çağ çözülür.
Ayak izlerin çakıl taşlarını öperken,
toprak titrer—sanki dünya,
sen yürüdüğünde ilk defa döner!
Nefesin rüzgârla dans eder portakal çiçeklerinde,
terin arıların balını çalar hüznümden.
Gülüşün bir bıçak ki yarıyor karanlığı
içinden fırlar gümüş balıklar,
her biri senin adını taşır pullarında.
Diyorum: Gövden bir atlas,
ben kaybolsam da bulurum kendimi
kıvrımlarında—bir ırmak, bir sınır, bir çığlık!
Dizlerin iki hilal, sallanırken ufukta,
tüm gemiler sana demir atar
çünkü sen, limansın ve fırtınanın ta kendisi!
Sabah, senin gözlerinde doğduğunda,
bulutlar saçlarına takılıp kalır.
Haykırırsın—ve gökyüzü çatlar,
içinden dökülen ışık,
bir kadının yeniden doğuşudur.
Kayıt Tarihi : 13.4.2025 06:10:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!