önce,çok önce
daha ateş girmemişken mağarama
üşürdüm
çiğ düşmüş çayırlardan
sıyrılıp geldin güneşten önce
kent yorgun düşmüştü aynalara
fırtınaya,sağnağa durmuştum çünkü
insana ne verebilir ki ıslanmış sokaklar
gece bekçilerinin dilindeki küfürler
benim şanımdı
korkunun boynuzlarında
dönerdim dünyayla
hintli kadınların şalından
asılırdım da hayata
öylece yaşardım
kadın melodilerinin tılsımında
sen,kimsesiz bir minare gibi kalabalık
sen,kimsesizlerin hikmet dolu bakışları
sen,anlamsızlığın anlam dolu heybesi
sen,bir yabancıya madalya takarak
umutları yeniden var ettin
hiç eğilmez misin�
demiştin bir vakit
işte eğiliyorum önünde
başka bir sayfanın nabzında
istisnasız her gece yandı bu şehir bende
ama ben ısınamadım...
Kayıt Tarihi : 2.8.2007 20:19:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Emin Bayraktar](https://www.antoloji.com/i/siir/2007/08/02/kadin-melodilerin-tilsimi.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!