Yaradılışından günümüze bedensel gücünün azlığı nedeniyle olsa gerektir ki hep ezilen, horlanan, istismar edilen, hakkında karar verilen, hatta tanrılara kurban olarak sunulan bir varlık olmuştur kadın. Bu durum değişik zamanlarda özellikle vahiy merkezli dinlerin gelmesiyle değişmişse de bu dinlerde daha sonra erkekler tarafından ya tahrif edilmiş ya da erkek merkezli bir şekilde yorumlanarak kadın eski kötü durumuna mahkûm edilmiştir.
Burada kadının yaradılışından bu yana tarihi seyir içindeki bu durumunu irdelemek gerekirse; eski medeniyetlere kısa bir göz atmak yeterli olacaktır.
Eski Yunan’da: Köleyle birdi. Alınıp satılırdı. Miras hakkı yoktu. Aristo’ya göre kadın özgür ve serbest olmamalıdır. Ispartalıların çöküş sebebi kadını özgür bırakmaları ve ona bir takım haklar vermeleridir. Ona göre kadın yaradılışta yarı kalmış bir erkektir. Eflatun’a göre kadın elden ele orta malı olarak gezmelidir.
Romalılarda: Kadın babasından kocasına aktarılan bir maldır. Kız çocuğunun mülk edinme hakkı yoktur.
Yahudilikte: Yahudilerin en çok tekrarladıkları şu dua: Ezeli ilahımız kâinatın kralı, beni kadın olarak yaratmadığın için sana hamd olsun. Kadın hakkındaki temel görüşlerini ortaya koyar. Yahudilere göre kadın müstakil olarak yaratılmayıp erkeğin kaburga kemiğinden o cennette sıkılmasın diye yaratılmıştır. Fakat o şeytanla işbirliği yapıp Âdem’e ihanet etmiştir. Bu sebeple o fıtrat olarak lanetli bir varlıktır.
Hıristiyanlıkta: Bir zamanlar kadını insan saymıyorlardı. Onlara göre kadın bütün kötülüklerin temel sebebi idi. Hıristiyanlara göre bekârlık evlilikten daha iyi bir davranıştır. Kadın şeytanın kapısıdır.
Fransızlara göre: Eski Fransız kültüründe kadın erkeğe hizmet etsin diye gönderilmişti.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
aydınlatıcı bilgiler icin tesekkrülerimi sunuyorum.
tebrikler.. sizi de sayfama beklerim..
Bu şiir ile ilgili 2 tane yorum bulunmakta